OSMANLI DEVLETİ PARÇALANMA DÖNEMİ GELİŞMELER
III. SELİM DÖNEMİ (1789-1807)
**Osmanlı-Rus/Avusturya Savaşları
(1787-1792)
Nedenleri:
1-) Rusya’nın Kırım’ı 1783’te işgal etmesi.
2-) Grek Projesi: Rusya’nın bu projesine
göre Osmanlı Avrupa’dan tamamen atılacak, İstanbul ele geçirilecek ve burada
kurulacak olan Grek Devleti Rus prenslerinden biri tarafından yönetilecekti
(Böylece Bizans yeniden diriltilmiş olacaktı).
Gelişimi:
- Bu savaşlarda Avusturya da Rusya’nın yanında yer aldı.
İki devlet Osmanlı’ya üstünlük sağladı. Fakat Fransız Devrimi’nin yaşanması,
çok uluslu bir imparatorluk olan Avusturya’yı tedirgin etti ve Avusturya işgal
ettiği yerleri geri verdi, Osmanlı ile Ziştovi Antlaşması’nı imzalayarak
savaştan çekildi (1791).
- Milliyetçilik akımından endişelenen Rusya da Osmanlı
ile Yaş Antlaşması’nı imzaladı (1792) :
a-) Dinyester Nehri iki devlet arasında sınır oldu.
b-) Rusya aldığı toprakları geri verdi (Özi Kalesi
hariç).
c-) Osmanlı, Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu resmen kabul
etti.
Önemi : Yaş Ant. ile
Osmanlı tarihinde Gerileme Dönemi bitti, Yıkılma (Dağılma) Dönemi başladı.
NOT: Kırım’ın kaybedilmesinin aşamaları şunlardır:
1-) Küçük Kaynarca ile bağımsız bir hanlık olması (1774)
2-) Aynalıkavak Sözleşmesi ile başına Rus yanlısı bir
hanın geçirilmesi (1779)
3-) Ruslar tarafından işgal edilmesi (1783)
4-) Osmanlı’nın Kırım’ın Rusya’ya ait olduğunu resmen
kabul etmesi (Yaş Antlaşması-1792)
III.Selim Islahatları :
- III. Selim’in uyguladığı ıslahat programına Nizam-ı
Cedit (Yeni Düzen) programı denir.
- Eyaletlerden gelen temsilcilerin de katıldığı Meclis-i
Meşveret isimli büyük bir danışma meclisi kurdu. Böylece yapacağı
ıslahatları halka mâl etmeye çalıştı.
– Fransız ordusunu örnek alarak Nizam-ı Cedit isimli
yeni bir ordu kurdu. Bu ordu için İstanbul’da Levent ve Selimiye kışlalarını
inşa ettirdi. Ayrıca bu ordunun masraflarını karşılamak için İrad-ı Cedit isimli
özel bir hazine kurdu.
–Kara Mühendishanesini askerî bir okula dönüştürerek Mühendishane-i
Berr-i Hümayûn’u açtı.
– Gıda dağıtımını düzenlemek için Zahire Nazırlığı’nı
kurdu, böylece karaborsayı önlemeye çalıştı.
– Paris, Viyana, Londra ve Berlin’de ilk sürekli
elçilikleri açtı.
Osmanlı-Fransız Savaşı (1798-1801) :
* Uzun yüzyıllardır süren Osmanlı-Fransız dostluğu,
Napolyon’un Mısır’ı işgal etmesiyle bozuldu (Napolyon’un amacı, İngiltere’nin
Doğu’daki sömürgelerine giden yolu kesmekti).
** İngiltere ve Rusya Osmanlı’ya yardım etti. Rusya,
tarihinde ilk kez Boğazlar’ı geçerek Akdeniz’e inme imkanı buldu.
** Napolyon Mısır’dan Filistin’e geçerek Akka
Kalesi’ni kuşattı fakat burada Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki
Nizam-ı Cedit askerlerinin başarılı savunmasını aşamadı (Nizam-ı Cedit
ordusunun ilk başarısı, Napolyon’un ilk yenilgisi).
* Fransa Paris Antlaşması’nı imzalayarak
Mısır’dan çekilmek zorunda kaldı (1802).
* Ancak Rusya geçici olarak korumaya aldığı Ege
adalarından ayrılmak istemiyordu. Osmanlı, Rus yanlısı olarak gördüğü Eflak ve
Boğdan beylerini görevden aldı ve Rus gemilerinin Boğazlar’dan geçişini
yasakladı. Bunun üzerine 1806’da saldırıya geçen Rusya, Eflak ve Boğdan’ı işgal
etti.
Osmanlı-Rus Savaşı (1806-1812) :
Nedeni: Rusya’nın
Eflak ve Boğdan’ı işgal etmesi.
Sonucu: Rusya üstünlük
sağlasa da İngiltere’nin araya girmesiyle Bükreş Antlaşması (1812) imzalandı.
Eflak ve Boğdan Osmanlı’ya geri verildi, Prut Nehri sınır oldu.
** NOT : Bu savaş sürerken Nizam-ı
Cedit ordusunun kurulmasından rahatsız olan Yeniçeriler 1807 yılında
İstanbul’da isyan etti. Kabakçı Mustafa İsyanı denen bu
isyanla III. Selim tahttan indirildi ve katledildi, yerine IV. Mustafa
geçirildi. Böylece Nizam-ı Cedit programı başarısızlığa uğradı, Nizam-ı Cedit
ordusu dağıtıldı.
* III. Selim’i tekrar tahta çıkarmak için ordusuyla
İstanbul’a gelen Rusçuk Âyanı Alemdar Mustafa Paşa,
isyanı bastırdı. IV. Mustafa’yı tahttan indirdi, II. Mahmut’u tahta geçirdi
(1808).
18.Yy’da Osmanlı Taşra Teşkilatındaki
Değişim
Osmanlı taşrasında Âyan denen yerel
güçler ortaya çıktı ve güçlendi.
* İltizam sisteminin yaygınlaşmasıyla mültezimler güç
kazanmaya başladı. 3 yıllığına verilen iltizam hakkının Malikane
Sistemi ile birlikte ömür boyu kiralanmaya başlamasıyla mültezimler
daha da güçlendi ve Âyan olarak anılmaya başladı. Devlet içinde devlet gibi
hareket etmeye başlayan âyanlar, Levent veya Sekban denilen
ücretli askerler besleyerek askerî bir güce dönüştü.
** İltizam ve Malikane sistemleri Osmanlı’nın giderek
artan nakit para ihtiyacını çözemeyince 1775’te (I. Abdülhamit dönemi) devlet
piyasaya Esham Senetleri denen senetleri sürdü ve böylece
devlet ilk kez yerli tüccarlara borçlandı (İlk iç borçlanma).
* Özellikle barış dönemlerinde işsiz kalan levent ve
sekbanlar taşrada devlet otoritesini sarsınca ilk kez Yeniçeriler taşrada da
görevlendirildi. Fakat taşrada sarsılan otorite düzeltilemedi.
18. YY ISLAHATLARI
**Askerî :
- 1734’te Hendesehane (Kara
Mühendishanesi) açıldı. Bu mühendishane aynı zamanda Osmanlı’da Avrupa
tarzındaki ilk teknik okuldur (I. Mahmut dönemi).
– Humbaracı Ocağı’nın başına Fransız kökenli Humbaracı
Ahmet Paşa (Comte de Bonneval) getirilerek bu ocak yeniden düzenlendi
(I. Mahmut dönemi).
Fransız kökenli Baron de Tott, Sürat
Topçuları Ocağı’nı kurdu (III. Mustafa dönemi).
- Mühendishane-i Bahr-i Hümayûn (Deniz
Mühendishanesi) kuruldu (III. Mustafa dönemi).
– İstihkâm Okulu açıldı
(I. Abdülhamit dönemi).
– III. Selim, 1793’te
Batı tarzı modern bir ordu olan Nizam-ı Cedit Ordusu’nu kurdu. Ayrıca Kara
Mühendishanesi (Hendesehane)’yi Mühendishane-i Berr-i Hümayûn adıyla
modern bir askerî okula dönüştürdü.
Kültür ve Sanat :
* Lale Devri’nde tercüme heyetleri kuruldu; yabancı
eserler (özellikle Batı dillerinden bilimsel eserler) Türkçe’ye çevrildi.
* Şiirde Nedim, tasavvuf şiirinde Şeyh Galip, minyatürde
ise Levnî 18. yy’ın önemli isimleridir.
** Paris’teki Versay Sarayı, 18. yy Osmanlı
mimarî anlayışının değişmesinde etkili oldu; İstanbul’daki Sadabad
Sarayı’nın yapımında bu saray model alındı.
* Ressamlara devlet adamlarının portreleri yaptırıldı.
** Avrupa’nın barok ve rokoko mimarî üsluplarından
etkilenilerek 18. yy’da yapılan 2 Osmanlı eseri: Nuruosmaniye Camii (İstanbul)
ve İshak Paşa Sarayı (Ağrı-Doğubeyazıt).
** Klasik Türk müziği makamlarından biri olan Suzîdilara
makamı, III. Selim’e aittir. Bu padişah Batı müziğine de ilgi duymuş,
sarayda opera ve konserler verdirtmiştir. Ayrıca askerî bir bando
kurdurtmuştur.
* Osmanlı mehter müziği 18. yy’da Avrupa’da Alla
Turca (Alaturka) ismiyle popüler olmuş, birçok ünlü sanatçıyı
etkilemiştir; Mozart bu müzikten esinlenerek Türk
Marşı isimli bir eser yazmıştır.
**18. Yy Islahatlarının Genel Özellikleri :
1-) Osmanlı Batı’nın gerisinde kaldığını kabul etti ve
ilk kez Batı’yı örnek alarak ıslahat yapıldı (Lale Devri’nde).
2-) İlk kez toplumsal ve kültürel alanlarda
ıslahatlar yapıldı (Ulema,Yeniçeriler ve halk tepki gösterdiği için 1730’dan
sonra genelde askerî alanda ıslahatlar yapıldı).
3-) Askerî alanda yapılan ıslahatlarda Avrupalı teknik
elemanlar ve subaylardan yararlanıldı.
4-) 17. Yy (Duraklama Dönemi) ıslahatlarından farklı
olarak daha kalıcı ve başarılıdır çünkü sorunların gerçek nedenlerine inilmiş,
akılcı çözümler uygulanmıştır. Fakat halktan yeterli desteği görmemiş, sık sık
isyanlarla kesintiye uğradığı için sistemli bir devlet politikası haline
gelememiş.
5-) Yönetim ve hukuk alanlarında ıslahat YAPILMAMIŞTIR.
19.YY BAŞLARINDA ASYA VE AVRUPA
Osmanlı:
* Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı’nın olumsuz
etkileri altındadır.
** Topraklarını tek başına koruyacak durumda olmadığı
için Denge Politikası izlemeye başlamıştır (Yıkılmamak için
Avrupa devletlerinin kendi aralarındaki rekabetten yararlanma politikası).
* Bu politika doğrultusunda bazen Rusya, bazen
İngiltere, bazen de Fransa ile yakınlaşan Osmanlı, Avrupalı devletlerin desteğini
kazanmak için onlara ticarî imtiyazlar vermiş, iç işlerine karışmamaları için
de Tanzimat ve Islahat fermanlarını ilan etmiştir. Ancak bu adımlar yerli
sanayiyi çökertirken bağımsızlık isteyen Balkan ulusları, Osmanlı’nın
parçalanma sürecini hızlandırdı.
İngiltere :
*Sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en güçlü devleti
durumundadır.
* Napolyon’un Mısır’ı işgali, Mısır valisi Mehmet Ali
Paşa’nın isyanı ve Kırım Savaşı (1853-1856) gibi olaylarda Osmanlı’ya destek
olmuş; böylece en büyük rakipleri olan Fransa ve Rusya’nın Boğazlar ve
Akdeniz’e hakim olmalarını önlemiştir.
** 19. yy’ın sonlarına doğru Osmanlı’nın toprak
bütünlüğünü koruma politikasından vazgeçmiş, Osmanlı’ya bağlı gayrimüslim
azınlıkların bağımsızlık isyanlarını desteklemiştir.
Fransa :
* Atlas Okyanusu’ndaki üstünlüğü İngiltere’ye kaptırdığı
için Akdeniz’e yöneldi; Mısır’ı işgal etti.
** Mısır işgali başarısız olsa da Akdeniz’e hakim olma
çabasından vazgeçmedi; bu amaçla 19. yy boyunca Cezayir, Fas ve Tunus gibi
Kuzey Afrika’da bulunan Osmanlı topraklarını işgal etti.
* Osmanlı topraklarındaki milliyetçi azınlık isyanlarına
destek verdi.
Rusya :
- 18. yy’da izlediği “sıcak denizlere inme” hedefi
(Karadeniz’i Rus gölü yapıp Boğazlar’a hakim olduktan sonra) 19. yy’da da
sürdü.
– 19. yy’da buna yeni bir hedef eklendi: Panslavizm (Tüm
Ortodoks ve Slav halkları tek çatı altında toplama ideali). Bu amaçla başta
Sırplar ve Yunanlar olmak üzere bütün Balkan milletlerini kışkırtıp isyana
teşvik ederek Osmanlı’dan bağımsızlıklarını kazanmalarına yardım etti.
– 19. yy’da sadece Mısır Sorunu’nda Osmanlı’ya yardım
etti(İngiltere Akdeniz’de güçlenmesin diye)
Avusturya :
* 19. yy’a milliyetçilik akımının bünyesindeki
azınlıkları etkileyeceği korkusuyla girdi (Bu nedenle Yunan İsyanı sırasında
Osmanlı’yı destekledi).
* 1867’de Macaristan ile birleşerek Avusturya-Macaristan
İmparatorluğu adını aldı.
1878 Berlin Ant. ile Bosna-Hersek’in yönetimini geçici
olarak üstlendi (1908’de işgal etti).
** II. MAHMUT DÖNEMİ
(1808-1839)
Sened-i İttifak (1808) :
* II. Mahmut âyanların gücünü kırmak istemesine rağmen,
iktidarının ilk yılında Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa ile diğer âyanların bu
belgeyi imzalamasını onaylamak zorunda kaldı.
* Bu belgeyle ilk kez bir padişah yetkilerini
başkalarıyla (âyanlarla) paylaşmak zorunda kaldı.
* II. Mahmut, yetkilerinin bir kısmını elinden alan bu
belgeyi hiçbir zaman içten benimsemedi.
* Sened-i İttifak, Türk tarihindeki ilk Anayasal
belgedir (Ama Anayasa değildir !!!)
Devlet Yönetimindeki Islahatlar :
* Divan-ı Hümayûn’u kaldırdı, onun yerine Nazırlıklar
(bakanlıklar) kuruldu.
* Sadrazamın yetkileri azaltıldı, Sadrazamlık
makamı Başvekalet’e dönüştürüldü.
* Sadaret Kethüdalığı denen kurum Dahiliye (İçişleri)
Nezareti’ne, Reisülküttaplık kurumu Hariciye (Dışişleri) Nezareti’ne
dönüştürüldü. Maliye, Evkaf ve Ticaret nezaretleri kuruldu.
* Heyet-i Vükela (Vekiller Heyeti)
oluşturuldu (Bugünkü Bakanlar Kurulu’nun temeli).
* Devlet memurları, dahiliye ve hariciye olarak iki
gruba ayrıldı.
* Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye kuruldu
(Adalet işleriyle ilgili).
* Osmanlı tarihindeki ilk genel nüfus sayımı yapıldı
(Sadece erkek nüfus sayıldı) (3,5 milyon).
* Tımar Sistemi’ni kaldırdı !!! Savaş
zamanlarında görevlendirilmek üzere eyaletlerde Redif birliklerini
kurdu.
* Valileri maaşa bağlayarak devletin memuru haline
getirdi. Muhtarlık kurumunu kurdu.
Askerî Alandaki Islahatlar :
* 1808’de Sekban-ı Cedit Ocağı denen
orduyu kurdu ama Yeniçerilerin isyanı üzerine kapattı.
* 1825’te Eşkinci Ocağı isimli bir ordu
kurdu ama Yeniçerilerin tepkisi üzerine kapattı.
* 1826’da Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdı.
Böylece yeniliklerin önündeki en büyük engel kalktı. Osmanlı tarihinde bu
olaya Vaka-yı Hayriye (Hayırlı Olay) denir.
* Yeniçeri Ocağı’nın yerine Batılı tarzda modern
bir ordu olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye (Muhammed’in
Kutlu Askerleri) isimli orduyu kurdu.
* Seraskerlik makamını kurarak modern
Türk ordusunun temellerini attı (Milli Savunma Bakanlığı).
Eğitim ve Kültür Alanındaki Islahatlar :
* İstanbul’da ilköğretim zorunlu ve parasız hale
getirildi.
* Yeni ordunun subay ihtiyacını karşılamak için Mekteb-i
Harbiye (Harp Okulu) açıldı.
* Ordunun doktor ihtiyacını karşılamak için Mekteb-i
Tıbbiye (Askerî Tıp Okulu) açıldı.
* Kapatılan Yeniçeri Ocağı’nın bir bölümü olan
Mehter takımının yerine Mızıka-yı Hümayûn (Bando ve Mızıka
Okulu) açıldı.
* Tercüme odaları kuruldu. Avrupa’yı daha yakından
tanımaları için yurt dışına öğrenci gönderildi.
Ekonomi Alanındaki Islahatlar :
* Yerli malı kullanımını teşvik etti. İthal kumaşlardan
elbise yapılmasını yasakladı.
* İstanbul’da bir bez fabrikası açtı. Ordunun üniforma
ve fes ihtiyacı için Feshane’yi kurdurdu.
* II. Mahmut’un diğer ıslahatları
şunlardır:
- Devlet memurlarına fes ve ceket giyme
zorunluluğu getirdi (Kendisi de giydi).
– Devlet dairelerine kendi resmini astırdı.
– İlk resmî Osmanlı gazetesi olan Takvim-i
Vekayi 1831’de çıktı (Bugünkü Resmî Gazete gibi).
– Mürur Tezkeresi uygulamasını
başlattı; İstanbul’a girecek kişilerin bu tezkereyi alması zorunlu kılındı
(Şehrin nüfusu ve asayişini kontrol etmek için). Ayrıca yurt dışına çıkacak
olanlara pasaport alma zorunluluğu getirildi.
Müsadere usulü
(devletin şahısların mallarına el koyması uygulaması) kaldırıldı, özel mülkiyet
güvence altına alındı.
– Bulaşıcı hastalıkların yayılmaması için ilk kez Karantina uygulaması
başlatıldı.
OSMANLI’DA MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ :
Sırp İsyanı (1804) :
* Sırplar 1804’te Kara Yorgi önderliğinde
Osmanlı’ya karşı ayaklandılar. Bu isyanın çıkmasında Fransızların milliyetçilik
ideolojisi yönünden, Rusların ise dinî yönden etkisi vardır.
* Osmanlı isyanı bastırdı. Ama Rusların olaya müdahale
etmesinden çekindikleri için Sırplara bazı ayrıcalıklar verdiler.
* Osmanlı-Rusya arasında imzalanan Edirne
Antlaşması (1829) ile Sırplara özerklik verildi.
Sırbistan, Berlin Antlaşması (1878) ile tam bağımsız oldu.
* Osmanlı tarihinde bağımsızlık için ayaklanan ilk
millet Sırplardır (İlk özerklik alan da onlardır).
Yunan İsyanı (1821) :
* Osmanlı’da en rahat yaşayan milletlerden olan Rumlar,
18. yy’dan beri Eflak ve Boğdan voyvodalıklarına atanıyor ve devlet için
tercümanlık görevini yerine getiriyorlardı.
* 1814’te kurulan Filik-i Eterya Cemiyeti (Dostluk
Derneği) milliyetçi Rumları, Megali İdea-Büyük Fikir denen amaç
(Bizans’ı yeniden diriltme amacı) etrafında örgütledi.
* Bu derneğin çalışmaları sonucu Yunan İsyanı, 1821’de
Mora’da patlak verdi. Aynı dönemde Yanya valisi Tepedelenli Ali Paşa’nın da
isyanı sürüyordu. Bundan yararlanan Rumlar bazı Ege adalarını ve Mora’nın
önemli bir bölümünü ele geçirdi.
* İsyanı bir türlü bastıramayan Osmanlı, Mısır
valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi. O da Mora ve
Girit valiliklerinin kendisine verilmesini talep etti. Osmanlı bu talebi kabul
edince oğlu İbrahim Paşa komutasındaki donanmayı göndererek
Mora’daki isyanı bastırdı.
* Ancak İngiltere, Fransa ve Rusya olaya müdahale
etti. 1827’de Mora yakınlarındaki Navarin Limanı’nda
Osmanlı donanmasını yaktılar (Osmanlı donanmasının 3. yakılışı).
* Rusya 1828’de Osmanlı’ya savaş açtı. Rus orduları
doğuda Kars ve Erzurum’u işgal ederken batıda Edirne’yi ele geçirerek
İstanbul’a doğru ilerledi. Osmanlı’nın barış isteği üzerine Edirne
Antlaşması (1829) imzalandı.
Bu antlaşmanın kararları şunlardır:
a-) Sırbistan, Eflak ve Boğdan özerk olacak.
b-) Yunanistan bağımsız olacak (Mora çevresinde kurulan
küçük bir krallıktır).
c-) Rus ticaret gemileri Boğazlar’dan serbestçe
geçebilecek.
d-) Osmanlı savaş tazminatı ödeyecek ve Prut Nehri
Osmanlı ile Rusya arasında sınır olacak.
NOT : Yunanlar Osmanlı’ya
isyan eden 2., bağımsız olan ilk millettir (Diğerlerine de
örnek oldular).
VİYANA KONGRESİ (1815) :
*1792-1815 arasında yaşanan İhtilal Savaşları (Napolyon
Savaşları)’nda Fransa’yı yenen Avrupalı devletler, Avrupa’nın bozulan siyasî
dengesini yeniden kurmak için Viyana’da toplandı.
* Başkanlığını Avusturya başbakanı Metternich’in
yaptığı kongrede Avrupa’nın siyasî haritası İngiltere,Avusturya,Rusya ve Prusya
tarafından yeniden çizildi. Napolyon’un yıktığı krallıklar yeniden kurulurken
Fransa, devrimden önceki sınırlarına geri çekildi.
* Avrupa’da bu kongre ile başlayan döneme Restorasyon
Dönemi (onarım, yeniden düzenleme) denir. Bu dönemde Metternich
Sistemi denen yeni bir politika doğdu; buna göre bu 4 devlet, krallık
yönetimlerine karşı çıkacak milliyetçi isyanları birlikte bastırma konusunda
anlaştı.
* Ancak bu devletler Rumlar Osmanlı’ya isyan ettiğinde
bu politikayı uygulayıp isyanı bastıracaklarına Navarin’de Osmanlı donanmasını
yakarak kendileriyle çeliştiler (İkiyüzlüdürler).
* Bu kongrede ilk defa Şark Meselesi (Doğu
Sorunu) ortaya çıktı.
Şark Meselesi (Doğu Sorunu) :
- “Şark Meselesi” deyimini ilk kez 1815 Viyana
Kongresi’nde Rus Çarı I. Aleksandr kullandı. Çar bu deyimi Osmanlı yönetiminde
yaşayan Hristiyan halkın durumuna dikkat çekmek için kullandı.
– Ancak zamanla bu deyim Avrupa devletlerinin Osmanlı
toprakları konusundaki rekabetini ifade etmek için kullanıldı. İngiltere,Fransa
ve Rusya içlerinden birinin Osmanlı topraklarına tek başına sahip olmasını
istemiyordu. Rusya bir an önce Osmanlı’yı yıkıp topraklarını ele geçirmek
isterken İngiltere Osmanlı’nın toprak bütünlüğünden yanaydı.
– Ancak Osmanlı-Rus savaşından sonra 1878’de imzalanan
Berlin Antlaşması’ndan sonra İngiltere Osmanlı’nın toprak bütünlüğünü
korumaktan vazgeçerek bu konuda Fransa ve Rusya ile anlaştı. Bu andan itibaren
Şark Meselesi, Osmanlı’nın paylaşılması meselesine dönüştü. Bu 3 devlet I.
Dünya Sav. sonrası Anadolu’yu işgal etti ama M.Kemal’in başlattığı Kurtuluş
Savaşı işgale ve bu soruna son verdi.
MISIR SORUNU VE MEHMET ALİ PAŞA İSYANI :
- Kavalalı Mehmet Ali Paşa, III. Selim’in 1805’te
Mısır’a atadığı Osmanlı valisidir. Arabistan’daki Vahhabi isyanını bastırınca
kendisine Hicaz ve Yemen valilikleri de verildi.
– Fransa’dan getirttiği subay ve teknisyenlerin
desteğiyle modern bir ordu ve donanma kurdu.
– Rumların bağımsız olması nedeniyle kendisine
verilmeyen Mora ve Girit valilikleri yerine Suriye valiliğini istedi. Ancak II.
Mahmut bu isteği reddetti. Bunun üzerine Kavalalı 1831’de oğlu İbrahim Paşa
komutasındaki bir orduyu Suriye’ye gönderdi. Filistin,Lübnan ve Suriye’yi ele
geçiren bu ordu, bir Osmanlı ordusunu yenerek Çukurova’ya girdi. Konya
yakınlarındaki bir savaşta bir diğer Osmanlı ordusunu yenip Kütahya’ya ulaştı.
II. Mahmut İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi ama yardım gelmeyince bu sefer
Rusya’dan yardım istedi. Rus donanması Boğazlar’a gelerek yerleşti.
– Bunun üzerine İngiltere araya girdi ve Osmanlı ile
Mısır valisi arasında Kütahya Antlaşması (1833) imzalandı.
Buna göre Suriye ve Girit valilikleri Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya, Cidde ve
Adana valilikleri de oğlu İbrahim Paşa’ya verildi.
-II. Mahmut Rusya ile de Hünkâr İskelesi
Antlaşması’nı imzaladı (1833) (8 yıllığına). Buna göre
Osmanlı saldırıya uğrarsa Rusya yardım edecekti (Masraflarını Osmanlı’nın
karşılaması şartıyla). Rusya saldırıya uğrarsa Osmanlı da Boğazlar’ı Rusya’nın
düşmanı olan devletlere kapatacaktı. Bu antlaşmayla Osmanlı, Rusya’nın koruması
altına girdi. Ayrıca Rusya’ya Boğazlar’dan serbest geçiş hakkının verilmesi
nedeniyle Boğazlar uluslar arası bir sorun haline geldi.
- Rusya ile yapılan bu antlaşmadan rahatsız olan
İngiltere 1838’de Osmanlı ile Balta Limanı Ticaret
Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşmadan sonra Osmanlı ekonomik anlamda
Batılı ülkelerin açık pazarı ve adeta yarı-sömürgesi haline geldi.
– Kavalalı Mehmet Ali Paşa Osmanlı’ya ödemesi gereken
vergiyi ödemeyip bir de bağımsızlığına ilan edince tekrar Osmanlı ile karşı
karşıya geldi. Mısır kuvvetleri Nizip Savaşı’nda Osmanlı’yı
yendi (1839). Aynı günlerde II. Mahmut vefat etti. Avrupalı
devletler, Rusya’nın Hünkâr İskelesi Ant.’nı gerekçe göstererek işe karışmasını
önlemek için Londra’da toplandılar. Londra Antlaşması (1840) imzalandı.
Bu antlaşmayla Suriye, Girit ve Adana Osmanlı’ya verilecek; Mısır valiliği ise
babadan oğla geçecek şekilde Mehmet Ali Paşa’da kalacaktı.
BOĞAZLAR SORUNU :
* Rusya’nın Hünkâr İskelesi Ant. ile Boğazlar’da
kazandığı haklar Avrupa devletlerini endişelendiriyordu (En çok da
İngiltere’yi). Bu nedenle bu antlaşmanın süresinin dolduğu 1841 yılında
Londra’da Osmanlı,İngiltere,Fransa,Avusturya,Rusya ve Prusya’nın
katılımıyla Londra Konferansı toplandı.
* Görüşmelerden sonra Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
Buna göre Boğazlar Osmanlı’nın denetiminde kalacak ve barış zamanı bütün
devletlerin savaş gemilerine kapalı kalacaktı (Ticaret gemilerine açık).
Bu sözleşmenin önemi :
a-) Rusya, Boğazlar üzerinde Hünkâr İskelesi Ant. ile
kazandığı üstünlüğü kaybetti.
b-) İngiltere Rusları Doğu Akdeniz’den uzak tutarak
sömürgelerine giden yolu güvende tuttu.
c-) Boğazlar ilk defa uluslar arası bir statü kazandı.
NOT: Mısır Sorunu, Boğazlar
Sorunu’nu doğurmuştur.
** I. ABDÜLMECİT DÖNEMİ
(1839-1861)
TANZİMAT FERMANI (1839) :
- II. Mahmut’un yerine tahta geçen Sultan Abdülmecit
döneminde ilan edilen bir fermandır.
–İlan edilme nedenleri şunlardır:
1-) Avrupa’nın azınlıkları bahane ederek Osmanlı iç
işlerine karışmasını engellemek
2-) Fransız İhtilali’nden sonra ortaya çıkan
milliyetçilik akımının etkisini azaltmak
3-) Gayrimüslimleri devlete bağlamak
- Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’ya göre modern ve sağlam
bir devlet yapısı kurabilmek için III. Selim ve II. Mahmut dönemi
ıslahatlarının kurumsallaşması gerekiyordu. Padişahın isteği üzerine bu
düşüncelerini ve ıslahat önerilerini bir ferman haline getirerek 3 Kasım
1839’da Tanzimat Fermanı adıyla Padişahın, devlet
adamlarının ve yabancı elçilerin huzurunda okudu.
- Bu ferman Gülhane Parkı’nda ilan edildiği için Gülhane
Hatt-ı Hümayûnu olarak da bilinir.
- Bu fermanla Osmanlı tarihinde Tanzimat Dönemi
(1839-1876) başladı.
- Kanunun üstünlüğü ilkesi kabul edildi. Din,dil ve ırk
farkı gözetilmeksizin bütün Osmanlı vatandaşları kanun önünde EŞİT sayıldı.
Can,mal ve namus güvenliği devlet garantisine alındı.
- Tüm Osmanlı tebaasına yönelik olan bu ferman
gayrimüslimlere de askere gitme zorunluluğunu getirdi (Bu nedenle
gayrimüslimler tepki gösterdi).
– Önemi:
a-) Padişah gücünün üzerinde bir kanun gücünün olduğu
bizzat Padişah tarafından kabul edildi.
b-) Anayasal düzene ve meşrutiyete geçiş yolunda
önemli bir adım atıldı (Ama henüz geçilmedi )
KIRIM SAVAŞI (1853-1856) :
Nedenleri:
1-) Osmanlı’yı “Hasta Adam” olarak niteleyen Rus
Çarı’nın Osmanlı topraklarını ele geçirme isteği.
2-) Rusya’nın kutsal yerler sorununu gündeme getirerek
kendilerinin Osmanlı vatandaşı olan Ortodoksların “koruyucusu” olarak ilan edilmelerini
istemeleri ve Osmanlı’nın bunu reddetmesi.
3-) Bunun üzerine Rusya’nın Eflak ve Boğdan’ı işgal
etmesi.
Gelişimi:
* Rusya, Sinop Baskını denen olayla Sinop’taki Osmanlı
donanmasını yaktı (Donanmanın 4. yakılışı)
* Avusturya, Rusya’dan işgal ettiği yerlerden çıkmasını
isteyince Rusya, Eflak ve Boğdan’ı Avusturya’ya bırakmak zorunda kaldı
(Savaştan sonra tekrar Osmanlı’ya verildi ama özerk oldular)
* İngiltere, Fransa ve Piyemonte Hükümeti (Sardinya
Krallığı-bugünkü İtalya’nın temeli olan devlet) bu savaşta Osmanlı’yı koruyarak
Ruslara karşı savaşa girdi. Özellikle Sivastopol Kuşatması sırasında çok
şiddetli çatışmalar yaşandı. Rusya’nın barış isteği üzerine savaş 1856’da sona
erdi ve devletler arasında Paris Antlaşması imzalandı.
Paris Antlaşması (1856) :
Kararları :
1-) Osmanlı Devleti bir Avrupa devleti sayılacak, Avrupa
hukukuından faydalanacak, bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin
garantisi altında olacak.
2-) Eflak ve Boğdan’a özerklik verilecek.
3-) Boğazlar, 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi’ne göre
yönetilecek, savaş gemilerine kapalı olacak
4-) Karadeniz tarafsız hale getirilecek; Osmanlı ve
Rusya burada donanma bulundurmayacak, buradaki tersanelerini kapatacak. Savaş
gemilerine kapalı, ticaret gemilerine açık olacak.
Sonucu ve Önemi :
a-) Osmanlı’nın galip devlet olarak imzaladığı son
antlaşmadır.
b-) İngiltere Rusya’yı Boğazlar ve Karadeniz’den
uzaklaştırdı; Akdeniz’deki hakimiyeti sağlamlaştı.
c-) Osmanlı ilk kez bu savaş sırasında dış borç almak
zorunda kaldı (1854’te İngiltere’den).
NOT : Osmanlı
kısa süre sonra Fransa’dan da borç aldı. Fakat kısa süre sonra borçlarını
ödeyemeyince moratoryum (iflasını) ilan etti. 1881’de dış
borçlarının yarıya indirilmesi karşılığında Muharrem Kararnamesi’ni
yayımladı ve bu kararnameyle Düyûn-u Umumiye (Genel
Borçlar) İdaresi kuruldu. Osmanlı’nın borçlu olduğu Avrupalı
devletler bu kurum vasıtasıyla Osmanlı’nın topladığı vergilere el koydu.
Böylece Osmanlı, ekonomik bağımsızlığını büyük ölçüde kaybetti.
ISLAHAT FERMANI (1856) :
Nedeni: Kırım
Savaşı’ndan sonra Paris’te yapılacak olan konferansta Avrupalı devletlerin
desteğini almak ve Paris Antlaşması’nda gayrimüslimleri bahane ederek Osmanlı
aleyhine kararlar almalarını, Osmanlı iç işlerine karışmalarını engellemek.
* Abdülmecit döneminde ilan edilen bu ferman, bütün
Osmanlı vatandaşlarına değil, sadece gayrimüslim azınlıklarla ilgilidir. Bu
fermanın azınlıklara verdiği haklar şunlardır:
a-) Cizye vergisi kaldırıldı (belirli bir ücret ödeyerek
askerlikten muaf olabileceklerdi).
b-) Devlet memuru olabilecekler, askerî okullara
gidebilecekler, mal-mülk edinebileceklerdi (özel hastane, banka, okul
açabilecekler) (mülkiyet hakları genişletildi).
c-) Belediye ve il meclislerine üye
olabileceklerdi NOT: Bu ferman, İltizam Sistemi’ni de
kaldırdı.
NOT : Abdülmecit’ten
sonra tahta geçen ve ülkeyi 15 yıl (1861-1876) yöneten Sultan Abdülaziz,
yurt dışına seyahat amaçlı gezi düzenleyen ilk padişahtır (Fransa, Almanya,
İngiltere ve Avusturya’yı ziyaret etti). Jön Türkler, Abdülaziz’in yerine,
Meşrutiyet’i ilan edeceğine söz veren II. Abdülhamit’i tahta geçirdi.
II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ (1876-1909)
I. MEŞRUTİYET’İN İLANI (1876) :
Nedenleri:
a-) Genç Osmanlılar (Jön Türkler) denen Osmanlı
aydınlarının çalışmaları
b-) Balkanlardaki milliyetçi isyanlar (Jön Türklerin bir
“Osmanlılık” bilinci yaratarak imparatorluğun dağılmasını önlemek istemeleri)
c-) Avrupalıların Tersane Konferansı’nda Osmanlı’nın
Balkan topraklarıyla ilgili emelleri
* 23 Aralık 1876’da özellikle Mithat Paşa’nın
çalışmalarının da etkisiyle I. Meşrutiyet resmen ilan edildi.
Önemi :
1-) Türk tarihinde ilk kez rejim değişikliği yaşandı;
mutlak monarşiden meşrutî monarşiye geçildi.
2-) Meclis-i Mebusan denen parlamento
(meclis) açıldı; böylece halk ilk kez yönetime katıldı.
3-) Türk tarihinin ilk Anayasası olan Kanun-i
Esasi yürürlüğe girdi, anayasal sisteme geçildi.
* Mebusan Meclisi’nin yanında Âyan Meclisi de
açıldı. Meclis-i Mebusan üyeleri halk tarafından 4 yılda bir seçilirken
Meclis-i Âyan üyeleri Padişah tarafından ömür boyu seçiliyordu.
*Fakat yetkilerini ve gücünü kimseyle paylaşmak
istemeyen II. Abdülhamit, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nı (93 Harbi) bahane
ederek henüz 14 ay önce açılmış olan Meclis-i Mebusan’ı 1878’de kapattı,
Meşrutiyet’e son verdi ve Kanun-i Esasi’yi yürürlükten kaldırdı.
1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ) :
Nedeni:
Balkan uluslarının sorunlarının görüşüldüğü İstanbul
Konferansı’nda Osmanlı Devleti, Avrupalı devletlerin (özellikle Rusya’nın)
Balkanlarla ilgili taleplerini reddetti. Bunun üzerine bu devletler isteklerini
biraz daha yumuşatarak Londra Protokolü’nü hazırladı. Osmanlı iç
işlerine müdahale saydığı bu protokolü de reddedince Rusya Osmanlı’ya savaş
ilan etti.
* Bu savaş, Rumî Takvim’e göre 1293 yılına
denk geldiği için 93 Harbi olarak da bilinir.
Gelişimi :
- Kars’ta Ahmet Muhtar Paşa’nın kahramanca
direnişine rağmen Ruslar Erzurum’a kadar ilerlemiş, ancak Erzurum’da Nene
Hatun tarafından Aziziye tabyalarında durdurulabilmişlerdir.
– Balkanlar tarafında ise Gazi Osman Paşa’nın
ünlü Plevne Direnişi’ne rağmen Ruslar Edirne’yi alarak İstanbul
yakınlarına kadar ilerleyince Padişah II. Abdülhamit barış istedi.
– Osmanlı-Rusya arasında Ayastefanos (Yeşilköy) Antlaşması (1878) imzalandı.
Fakat bu antlaşma Rusya’yı fazla güçlendirdiği için İngiltere ve Avusturya’nın
baskısıyla iptal edildi. Berlin’de bir konferans toplanması kararlaştırıldı.
- İngiltere, Berlin’de Osmanlı’ya yardım edeceğini vaat
ederek bu yardıma karşılık Kıbrıs’ın yönetiminin geçici olarak kendisine
verilmesini istedi. Osmanlı kabul etti (1914’te resmî işgal).
NOT: 93 Harbi sırasında Kırım,
Kafkasya ve Balkanlardan Anadolu’ya yoğun bir göç yaşandı.
Berlin Antlaşması (1878) :
1-) Romanya, Sırbistan ve Karadağ bağımsız oldu.
2-) Bosna-Hersek Osmanlı toprağı sayılacak ama yönetimi
geçici olarak Avusturya’ya verildi (1908’de resmî işgal).
3-) Bulgaristan’ın kuzeyinde Osmanlı’ya vergi veren
zayıf bir Bulgar prensliği kuruldu (İptal edilen Ayastefanos’ta güçlü ve geniş
bir Bulgaristan kurulması öngörülmüştü).
4-) Kars, Ardahan ve Batum şehirleri Rusya’ya verildi
(Ayastefanos’ta Doğubeyazıt da verilmişti).
5-) Anadolu’daki Ermeniler ve Girit’teki Rumlar için
yeni ıslahatlar yapılması kararlaştırıldı.
6-) Osmanlı’nın Rusya’ya savaş tazminatı vermesi
kararlaştırıldı.
Önemi:
a-) İngiltere bu antlaşmayla Osmanlı’nın toprak
bütünlüğünü koruma siyasetinden vazgeçti
( Böylece Osmanlı’nın artık bir Avrupa devleti
sayılmadığı ve paylaşılmak istendiği anlaşıldı).
b-) Osmanlı bundan sonra İngiltere’den uzaklaştı,
Avrupa’nın yükselen gücü Almanya’ya yanaştı.
c-) Ermeni sorunu ilk kez ortaya çıktı (Ermenilerle
ilgili bir madde eklenmesiyle).
NOT : Fransa bu
antlaşmadan sonra 1881’de Tunus’u işgal etti (1830’da Cezayir’i de
işgal etmişti). İngiltere ise Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla
daha da değerlenen Mısır’ı 1882’de işgal etti.
II. MEŞRUTİYET’İN İLANI (1908) :
Nedenleri:
1-) Osmanlı aydınlarının II. Abdülhamit’in I.
Meşrutiyet’e son vermesine tepki duymaları
2-) İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (İTC) çalışmaları.
3-) Rus Çarı ve İngiliz Kralı’nın Reval
Görüşmeleri’nde Osmanlı’yı paylaşmayı planlamış olması
Gelişimi:
* Reval Görüşmeleri’ni duyan İTC üyesi Resneli
Niyazi Makedonya’da, Enver Bey ise Selanik’te isyan
etti. Üzerlerine gönderilen Osmanlı kuvvetlerini yenince ayaklanmanın
yayılacağından korkan II. Abdülhamit, 23 Temmuz 1908’de ikinci defa Meşrutiyet
ilan etmek zorunda kaldı. Meclis-i Mebusan yeniden açıldı, Kanun-i Esasi yeniden
yürürlüğe girdi.
*1908’de Meşrutiyet’in ilanı karışıklıkları
sırasında kaybedilen topraklar:
a-) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti.
b-) Avusturya-Macaristan İmp., Bosna-Hersek’i resmen
işgal ettiğini duyurdu.
c-) Yunanistan, Girit Adası’nı işgal etti.
31 Mart Olayı (1909) :
*Toprak kayıplarına tepki gösteren Meşrutiyet
karşıtlarının 13 Nisan 1909’da çıkardığı isyandır.
* İTC, İstanbul’da çıkan bu isyanı bastırmak için
Selanik’te Hareket Ordusu’nu topladı. Başında Mahmut Şevket
Paşa’nın olduğu bu ordunun kurmay subaylarından biri de Mustafa
Kemal’di
(M. Kemal’in tarih sahnesine çıktığı ilk olay 31 Mart
İsyanı’dır).
*Selanik’ten gelen Hareket Ordusu bu isyanı bastırdı.
II. Abdülhamit’i tahttan indirerek yerine kardeşi V. Mehmet Reşat’ı tahta
çıkardı.
*31 Mart İsyanı, Türk tarihinde rejimi (yönetim
biçimini) değiştirmeye yönelik İLK isyandır.
* Bu isyan bastırıldıktan sonra Kanun-i Esasi’de bazı
değişiklikler yapıldı. Meclisin yetkileri arttırılırken Padişahın birçok
yetkisi kısıtlandı (Meclisi kapatma yetkisi zorlaştırıldı, hükümeti denetleme
yetkisi Padişahtan alınıp meclise verildi, sürgün yetkisi elinden alındı).
NOT : Türk tarihinde ilk
siyasî partiler ve sendikalar II. Meşrutiyet döneminde kuruldu.
OSMANLI’DA DAĞILMAYI ÖNLEMEYE YÖNELİK FİKİR
AKIMLARI :
Osmanlıcılık:
* Ortaya çıkan ilk
fikir akımıdır. Din,dil,ırk farkı gözetmeksizin tüm Osmanlı vatandaşlarını
“Osmanlılık” kimliği altında toplayarak dağılmayı önlemeye yöneliktir.
* Özellikle I. Meşrutiyet’in ilanından sonra Genç
Osmanlılar tarafından savunulan bir fikirdir.
* Temsilcileri: Namık Kemal, Şinasi, Mithat Paşa vb.
* 1912’de patlak veren Balkan Savaşları ile bu fikir
akımı etkisini yitirmiştir.
İslamcılık:
* Dağılmayı önlemenin tek yolunun ülkenin İslam’a göre
yönetilmesi, dünyadaki tüm Müslümanların Osmanlı çatısı altında toplanması
(Panislamizm) olduğunu ileri süren görüştür.
*Temsilcileri: II. Abdülhamit, Mehmet Akif, Said-i Nursî
(İslamcılık fikri, II. Abdülhamit döneminde Osmanlı Devleti’nin resmî
ideolojisidir).
* Balkan Savaşları sırasında Müslüman olan Arnavutluk’un
bağımsızlığını ilan etmesi ve I. Dünya Savaşı’nda Arapların Osmanlı’ya karşı
İngilizlerle ittifak yapması sonucu İslamcılık fikri zayıfladı.
Batıcılık :
* Avrupa uygarlığını üstün tutan ve onun benimsenmesi
gerektiğini savunan görüştür. Dağılmanın önlenmesi için Batı’yı örnek almamız
gerektiğini söyler (Aslında ilk olarak Lale Devri’nde başladı).
* Batıcılar tek eşliliği, Latin alfabesini, medreselerin
kapatılmasını, çağdaş kıyafeti savunur.
* Temsilcileri: III. Selim, II. Mahmut, Tevfik Fikret,
Prens Sabahattin vb.
* I. Dünya Savaşı sonrasında Anadolu’nun işgal
edilmesiyle Batıcılık fikri zayıflamıştır.
Türkçülük :
* Dağılmanın önlenmesi için Türklerin güçlü bir ulus
haline gelmesini şart koşan görüştür.
* 19. yy’ın 2. yarısında Rusya’daki Müslüman
Türkler arasında Panslavizm’e tepki olarak doğmuş bir fikirdir. Bu insanların
Rus baskısıyla Anadolu’ya göç etmesiyle Türkçülük Anadolu’da da yayılmıştır.
* İTC’nin bu fikri benimsemesiyle 20. yy’ın başında
devlet politikası haline geldi.
* Temsilcileri: Yusuf Akçura, Ziya Gökalp, Enver Paşa
vb.
* Türkçülük fikri, Atatürk ilkelerinden milliyetçiliğin
de temellerini oluşturmuştur.
NOT: M. Kemal
Atatürk, Türkçülük
20. YY BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ
Dömeke Meydan Savaşı (1897) :
Nedeni:
1896’da Girit’te isyan çıktı. Adaya asker çıkaran
Yunanistan Girit’i kendisine bağladığını ilan etti
* Yapılan savaşta Osmanlı, Yunanistan’ı ağır bir
yenilgiye uğrattı. Avrupa devletleri araya girdi.
Varılan anlaşmaya göre Girit Osmanlı’da kalacak ama
adanın yönetimi Yunan Kralı’nın oğluna verilecekti.
Böylece Girit fiilen Yunanistan’a
bağlandı (Balkan Savaşları’nda sonra resmen bağlandı)
TRABLUSGARP SAVAŞI (1911) :
Nedeni:
Siyasî birliğini 1870’te tamamlayan ve sömürgecilik
yarışında geç kalan İtalya’nın hammadde ve pazar ihtiyacını karşılamak için
Osmanlı eyaleti olan Trablusgarp’a saldırması.
Gelişimi:
Osmanlı Devleti ne karadan, ne de denizden Trablusgarp’a
yardım gönderemedi (Karada Mısır’daki İngilizlerden, denizde ise Osmanlı
donanmasının yetersizliğinden dolayı).
– Enver Bey ve Mustafa Kemal gibi gönüllü vatansever
subaylar gizlice Trablusgarp’a giderek bölgedeki Arap aşiretleri örgütlediler
ve İtalyanlara karşı direniş başlattılar.
- Mustafa Kemal Derne ve Tobruk’ta, Enver Bey ise
Bingazi’de İtalyanlara karşı başarılı oldu.
– Bunun üzerine İtalyanlar Rodos ve Oniki Ada’yı işgal
etti.
– Balkan Savaşları patlak verince Osmanlı subayları
İstanbul’a dönmek zorunda kaldı.
Sonucu:
* İtalya ile Osmanlı arasında Uşi Antlaşması
(1912) imzalandı. Buna göre:
a-) Trablusgarp İtalya’ya bırakıldı (Trablusgarp
halkı,dinî olarak Osmanlı halifesine bağlı olacaktı)
b-) Rodos ve Oniki Ada geçici olarak
İtalya’ya bırakıldı (İtalya buradaki işgalini II. Dünya Savaşı’nda yenilinceye
kadar sürdürdü. 1947’de bu iki bölge Yunanistan’a bağlandı).
Önemi: Trablusgarp
Osmanlı’nın Afrika kıtasındaki son toprağıydı. Buranın kaybedilmesiyle
Osmanlı’nın (Kuzey) Afrika’da toprağı kalmadı.
I.BALKAN SAVAŞI (1912) :
Nedeni:
Osmanlı’nın Trablusgarp Savaşı ve Arnavutluk İsyanı ile
uğraşmasını fırsat bilen 4 Balkan devletinin (Yunanistan, Bulgaristan,
Sırbistan, Karadağ) birleşerek Osmanlı’ya saldırması.
Gelişimi:
- Siyasete bulaştığı için zayıflamış olan disiplinsiz
Osmanlı ordusu her cephede ağır yenilgiler aldı.
– Bulgarlar Edirne’yi alarak Çatalca önlerine kadar
geldiler. Yunanlar Girit’in yanı sıra birçok Ege adasına el koydu. Durumdan
yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını ilan ederek
Osmanlı’dan koptu.
Sonucu :
- İngiltere’nin araya girmesiyle savaşan devletler
arasında Londra Antlaşması (1913) imzalandı:
a-) Osmanlı’nın Batı sınırı Midye-Enez çizgisi olarak
kabul edildi.
b-) Kavala, Dedeağaç ve Edirne Bulgaristan’a verildi.
c-) Selanik, Girit ve Güney Makedonya Yunanistan’a verildi.
d-) Orta ve Kuzey Makedonya Sırbistan’a verildi
(Osmanlı’nın Sırbistan ile kara sınırı kalmadı).
NOT: Bu
ağır yenilgi üzerine İTC, Babıali Baskını’nı düzenleyerek hükümeti ele geçirdi.
II. BALKAN SAVAŞI (1913) :
Nedeni:
Balkan devletlerinin kazandıkları Osmanlı topraklarını
paylaşma konusunda anlaşmazlığa düşmeleri ve çok toprak kazanan Bulgaristan’ın
fazla güçlenmesi.
Gelişimi:
* Sırbistan,Karadağ, Yunanistan ve onlara eklenen Romanya hep
birlikte Bulgaristan’a saldırdı.
** Bundan istifade eden Osmanlı, Edirne ve Kırklareli’ni
Bulgarlardan geri aldı.
Sonucu:
- Balkan ulusları kendi aralarında Bükreş
Antlaşması’nı imzaladı.
Osmanlı Bulgaristan ile İstanbul Antlaşması’nı, Yunanistan
ile Atina Antlaşması’nı, Sırbistan ile İstanbul Antlaşması’nı
imzaladı.
NOT : Balkan
Savaşları sırasında Balkanlardan İstanbul ve Anadolu’ya 400 bin Türk göç etti.
I.DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI’NIN SONU
(1914-1918)
Nedenleri :
1-) Fransız İhtilali’nden beri etkisi süren
MİLLİYETÇİLİK akımının etkisi
2-) Siyasal birliklerini geç kuran İtalya ve Almanya’nın
sömürgecilik yarışında geç kalması (Almanya’nın İngiliz sömürgelerine göz
dikmesi).
3-) Sanayi İnkılabı sonrası hızlanan silahlanma yarışı
ve bu yarışın Avrupa ülkeleri arasında bloklaşmalara yol açması (İttifak
Devletleri-İtilaf Devletleri)
4-) Fransa’nın değerli Alsace-Lorraine (Alsas-Loren)
bölgesini Almanya’dan geri almak istemesi.
Başlatan Olay: Gavrilo
Princip adlı bir Sırp milliyetçisinin Saraybosna’yı ziyaret eden
Avusturya-Macaristan veliaht prensi Franz Ferdinand’ı ve eşini bir suikastle
öldürmesi (28 Haziran 1914)
Osmanlı’nın Savaşa Girmesi:
* Osmanlı savaştan önce İngiltere ve Fransa’ya yanaştı
ancak İtilaf Devletleri grubundaki bu ülkeler Osmanlı topraklarına göz dikmiş
olduğu için Osmanlı’ya olumlu cevap vermediler.
* Bunun üzerine başını Enver Paşa’nın çektiği
Almanya hayranları öne çıktı ve Almanya’ya yaklaşıldı. Enver Paşa savaşı
Almanların kazanacağını düşünüyor; son yıllarda kaybedilen toprakları geri
almayı ve kapitülasyonları kaldırmayı hayal ediyordu.
* Akdeniz’de İngilizlerden kaçan Goeben (Yavuz)
ve Breslau (Midilli) isimli 2 Alman gemisi Osmanlı’ya sığındı.
Osmanlı, bu gemileri satın aldığını duyurarak isimlerini Türkçeleştirdi. Türk
bayrağı çekilen bu 2 gemi Rusya’nın Kırım’daki Sivastopol Limanı’nı
bombalayınca Rusya Osmanlı’ya savaş ilan etti ve böylece Osmanlı I. Dünya
Savaşı’na resmen girmiş oldu (1 Kasım 1914).
Kafkasya Cephesi (1914-1917) :
* Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda açtığı İLK cephedir.
Ruslara karşı açılmıştır(Taarruz cephesidir)
* Enver Paşa’nın amacı Kafkasya ve Azerbaycan üzerinden
Orta Asya’daki Türklerle birleşmek ve Pantürkizm idealini gerçekleştirmekti. Bu
amaçla faciayla sonuçlanan Sarıkamış Harekatı’nı başlattı. 90 bin
Osmanlı askeri donarak şehit olunca Van,Muş,Bitlis,Erzincan ve Trabzon Rus
işgaline uğradı (1915).
* Bu cephede Ermeni çeteleri Ruslarla işbirliği yapınca
Osmanlı Hükümeti 27 Mayıs 1915’te Tehcir Kanunu’nu
çıkarttı (Tehcir göç ettirme anlamına gelir). Doğu Anadolu’daki Ermeni nüfusun
daha güvenli olan Suriye’ye göç ettirilmesi hedeflendi.
* Kafkasya cephesinde M. Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslardan
geri aldı (1916).
* Rusya’da 1917’de ihtilal çıktı. Çarlık rejiminin
yıkılması üzerine yeni kurulan SSCB, İttifak Devletleri ile Brest
Litowsk Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekildi (1918).
Ruslar Doğu Anadolu’da işgal ettikleri yerlerden çekildiler.
Çanakkale Cephesi (1915) :
* İngiltere ve Fransa, Çanakkale Boğazı’nı geçerek
İstanbul’u ele geçirmek; böylece Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak istiyordu.
Ayrıca müttefikleri Rusya’ya Karadeniz üzerinden yardım etmek istiyorlardı. Bu
amaçla Çanakkale önlerine geldiler.
* Çanakkale Cephesi, Osmanlı’nın I. Dünya Savaşı’nda
kazandığı tek cephedir. Conkbayırı,Arıburnu, Anafartalar bölgelerinde büyük
direniş gösteren ve “Anafartalar Kahramanı” unvanını alan M. Kemal’in zaferde
büyük payı vardır (Halk tarafından tanınmasını sağlayan ilk olay bu savaştır).
Sonuçları:
a-) Müttefiklerinden yardım alamayan Rusya’da rejim
devrildi,Çarlık yıkıldı,SSCB savaştan çekildi.
b-) I. Dünya Savaşı 3 yıl daha uzadı.
c-) Bu savaştan sonra İtalya İtilaf
Dev., Bulgaristan ise İttifak Dev. tarafında
savaşa katıldı.
* 1917’de ABD’nin savaşa girmesi savaşın kaderini
etkiledi. Osmanlı’nın yer aldığı İttifak Devletleri savaşı kaybetti. 1918’de
yenilen devletlerle ateşkes antlaşmaları imzalandı. Osmanlı 1918’de Mondros
Ateşkes Antlaşması’nı imzaladı (Osmanlı fiilen sona erdi). Ardından
Anadolu’nun işgale uğraması üzerine Türk Kurtuluş Savaşı başladı. TBMM’nin
1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırmasıyla Osmanlı Devleti resmen sona
erdi.
Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!