10.SINIF, 1.ÜNİTE ÖZET DERS NOTLARI
Anadolu’nun VI. ve VII. yüzyıllarında Sasani ve Bizans arasında büyük savaşlar olmuş ve bu durum coğrafyanın tahrip olmasına yol açmıştır. XI. yüzyılda ise Bizans’ın vergi adaletsizlikleri ve kötü yönetimi, halkın devlete olan güvenini sarsmış, Türklerin fetihlerini kolaylaştırmıştır. Malazgirt Zaferi ile Bizans’ın hâkimiyeti zayıflamış ve Anadolu’nun Türkleşmesi başlamıştır.
XI. yüzyılda Oğuzların Selçuklu akınları, Anadolu’ya yönelik keşif ve fetih amaçlı başlamıştır. 1071 Malazgirt Zaferi, Anadolu’nun Türkler tarafından fethedilmesine zemin hazırlamış ve ilk Türk beylikleri bu dönemde hızla kurulmuştur. Anadolu’nun Bizans'ın zayıflığı ve iç karışıklıklar nedeniyle fethedilmesi kolaylaşmıştır.
Erzurum merkezli Saltuklular, Anadolu’nun kuzeyindeki Gürcülere karşı mücadele etmiş ve mimari ile sanatta büyük başarılar elde etmiştir. Erzurum, Bayburt, Kars gibi önemli şehirlerde hüküm süren Saltuklular, Gürcistan ve Haçlı Seferleri sırasında önemli başarılar elde etmişlerdir. 1202’de Selçuklu Sultanı Rükneddin Süleyman Şah tarafından sona erdirilmiştir.
Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar civarında hüküm süren Mengücekler, Selçuklulara bağlı olarak varlıklarını sürdürmüşlerdir. Mengücekler, özellikle Divriği Ulu Camii gibi mimari eserlerle ünlüdür. Depremler nedeniyle bazı eserler yok olmuştur. 1228’de Alaeddin Keykubat beyliği sonlandırmıştır.
Danişmentliler, Malazgirt Zaferi sonrasında kurulan güçlü bir beyliğidir. Sivas, Malatya, Kayseri ve Amasya gibi şehirlerde hüküm sürmüşlerdir. Haçlı Seferleri’ne karşı büyük bir direniş göstermiş ve Anadolu’nun Türkleşmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ayrıca, Anadolu’daki ilk medreseyi açmışlardır. 1178’de II. Kılıç Arslan beyliği sona erdirmiştir.
Artuklu Beyliği, Artuk Bey'in oğulları tarafından Mardin, Hasankeyf ve Harput’ta üç kolda hüküm sürmüştür. Beylik, bilim, mimari ve sanatta büyük başarılar göstermiştir. Özellikle Cezeri gibi bilim insanları, bu dönemde ön plana çıkmıştır. Artuklular, Haçlılara karşı mücadelede de önemli bir rol oynamışlardır. 1409’da beyliğin son kolu Akkoyunlular tarafından yıkılmıştır.
Çaka Bey, İzmir merkezli ilk Türk denizci beyliği kurarak Ege Denizi’nde donanma faaliyetlerine başlamıştır. Midilli, Sakız ve Rodos gibi stratejik adaları fethetmiştir. Çaka Bey’in denizcilik faaliyetleri, Bizans’a karşı büyük bir tehdit oluşturmuş ve Türk denizciliğinin temelini atmıştır. Ancak, I. Kılıç Arslan tarafından ortadan kaldırılmıştır.
Selçuklu Devleti, Bizans ile sürekli mücadele içinde olmuştur. 1077’de İznik’i ele geçirerek Türkiye Selçuklu Devleti’ni kuran Süleyman Şah, Bizans’a karşı büyük zaferler kazanmış ancak Antakya yolunda hayatını kaybetmiştir. Haçlı Seferleri sırasında başkent İznik’ten Konya’ya taşınmak zorunda kalınmış ve Selçuklular, Haçlı tehlikesine karşı Anadolu’yu savunmuşlardır.
1176 yılında II. Kılıç Arslan, Bizans İmparatoru I. Manuel Komnenos ile yaptığı Miryokefalon Savaşı’nı kazanmıştır. Bu zafer, Bizans’ın Türkleri Anadolu’dan çıkarma umutlarını sona erdirmiş ve Türklerin Anadolu’daki hâkimiyetini kesinleştirmiştir. Miryokefalon Zaferi, Anadolu’nun Türk yurdu olarak tapusunun alındığı savaş olarak bilinir.
Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesi, Oğuz boylarının Anadolu’ya yerleşmesiyle başlamış, Malazgirt Zaferi ile hızlanmıştır. Bu süreçte kurulan beylikler, Anadolu’nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına katkıda bulunmuştur. Türkler, boylar birliği halinde Anadolu’ya yerleşmiş, devletleşme süreci başlamıştır.
Türkler, Orta Asya’da boylar birliği şeklinde teşkilatlanmışlardır. Bu teşkilatlanmada oguş denilen aileler, urug (sülale), boy (aşiret) ve bodun (millet) olarak örgütlenmişlerdir. Boylar bir araya gelerek devleti (il veya el) oluşturmuştur. Anadolu’ya gelen Türkler de bu yapı ile beylikler ve devletler kurmuşlardır.
Türkiye Selçuklu Devleti, Bizans ve Haçlı saldırılarına karşı savunma yaparken, Türk beylikleri ve Eyyubilerle de mücadele etmek zorunda kalmıştır. Saray teşkilatında, hâcipler önemli görevler üstlenmiş, gulâm sistemi yaygınlaşmıştır. Devletin askeri, mali ve idari yapısını düzenleyen Divân-ı Saltanat, yönetimin merkezinde yer almıştır.
XI. yüzyılın sonlarından itibaren Haçlı Seferleri, Hristiyanların Müslüman dünyasına karşı başlattığı büyük askeri harekâtlardır. Türkler, bu seferlere karşı Anadolu’yu savunmuş ve Kudüs, Antakya gibi önemli merkezler için büyük mücadeleler vermiştir. Selahaddin Eyyubi’nin Hıttin Zaferi ile Kudüs tekrar Müslümanların eline geçmiştir.
1243 Kösedağ Savaşı, Selçukluların Moğollara karşı ağır bir yenilgi almasıyla sonuçlanmıştır. Bu savaştan sonra Anadolu, Moğol egemenliği altına girmiş, halk ağır vergiler altında ezilmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti siyasi gücünü kaybetmiştir. Moğol istilası, Anadolu’nun tahrip olmasına ve Beylikler Dönemi’nin başlamasına yol açmıştır.
Yassıçemen Savaşı’nda Sultan I. Alâeddin Keykubad, Harzemşah Celâleddin’e karşı zafer kazanmış ve Harzemşah Devleti bu savaştan sonra zayıflamıştır. Bir yıl sonra Moğollar tarafından Harzemşahlar yıkılmış ve Anadolu Moğol akınlarına açık hale gelmiştir.
Babaî İsyanı, Moğol istilası sonrası Anadolu’ya gelen Türkmenlerin yerleşim sorunları nedeniyle devlete karşı ayaklanmasıdır. Yesevîlik tarikatına bağlı Baba İlyas’ın müridi Baba İshak tarafından başlatılan isyan, büyük bir Türkmen zümresini örgütlemiş ve devlete karşı büyük bir tehdit oluşturmuştur. İsyan, Türkiye Selçuklu Devleti’ni zayıflatmış ve Moğolların Anadolu’yu istila etmesine zemin hazırlamıştır.
Kösedağ Savaşı, Türkiye Selçukluları ile Moğollar arasında 1243 yılında yapılmış ve Selçuklu ordusu Moğollara karşı ağır bir yenilgi almıştır. Bu savaş sonrası Anadolu, Moğol egemenliği altına girmiş, Selçuklu Devleti siyasi gücünü kaybetmiştir.
Moğol istilası sonrası Anadolu’da siyasi otoritenin zayıflamasıyla halk, tasavvuf ehline yönelmiştir. Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, Hacı Bektaş-ı Velî ve Yunus Emre gibi mutasavvıflar halk üzerinde büyük manevi etkiler bırakmış, sosyal huzurun sağlanmasında önemli rol oynamışlardır.
Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, XIII. yüzyılda Anadolu’da sosyal huzurun sağlanmasında büyük bir etkiye sahip olmuş, Mevlevilik tarikatını kurmuştur. Mevlânâ’nın öğretisi, geniş kitleler üzerinde manevi bir etki bırakmış ve Mevlevilik, oğlu Sultan Veled tarafından sistemli hale getirilmiştir.
Hacı Bektaş-ı Velî, Moğol istilası sonrası Anadolu’ya gelmiş ve Bektaşilik tarikatını kurmuştur. Hacı Bektaş-ı Veli, İslam’ın Anadolu’da yayılmasına büyük katkılarda bulunmuş ve toplumsal huzurun sağlanmasında önemli rol oynamıştır. Bektaşilik, Anadolu’nun sosyo-kültürel yapısında derin izler bırakmıştır.
Yunus Emre, XIII. yüzyıl Anadolu’sunda tasavvufi Türk şiirinin en önemli temsilcilerinden biridir. Yunus Emre’nin şiirleri, sade Türkçe ile halkın gönlünde yer etmiş, sosyal huzurun sağlanmasında büyük bir rol oynamıştır. Onun eserleri, Anadolu’da Türkçenin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur.
Moğol istilası, Anadolu’nun siyasi düzenini bozmuş ve halkı büyük ekonomik sıkıntılara sokmuştur. Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla Anadolu’da Beylikler Dönemi başlamış ve Moğol baskısı ile birlikte Anadolu’da kurulan beylikler kendi bağımsızlıklarını ilan etmeye başlamıştır.
Bize Yorumlarınızı Bildirin