12.SINIF ÇTDT, 1. ÜNİTE: İKİ KÜRESEL SAVAŞ ARASINDA DÜNYA
DERS NOTU ÖZETİ
I. Dünya Savaşı (1914-1918)
I. Dünya Savaşı, Avrupa'da büyük devletler arasında süregelen sömürgecilik, milliyetçilik ve silahlanma yarışı sonucu patlak vermiştir. Almanya ile Fransa arasındaki Alsace-Lorraine sorunu ve Rusya'nın Panslavizm politikası gibi çeşitli nedenler, savaşın fitilini ateşlemiştir. Sırp milliyetçisinin Avusturya-Macaristan veliahtı Franz Ferdinand’ı öldürmesiyle savaş başlamıştır. Dört yıl süren savaş milyonlarca insanın ölümüne ve imparatorlukların yıkılmasına neden oldu. Sonunda, dünya haritası yeniden şekillendi ve modern ulus-devletlerin temelleri atıldı.
Paris Barış Konferansı (18 Ocak 1919)
Paris Barış Konferansı, I. Dünya Savaşı'nı sona erdiren barış antlaşmalarının şartlarını belirlemek amacıyla toplandı. Konferansta, İtilaf Devletleri zaferin kazananları olarak kararları kendi çıkarlarına göre şekillendirdiler. ABD'nin önerisiyle Milletler Cemiyeti kurulmuş olsa da, bu kuruluş barışın kalıcı olmasını sağlayamadı. Osmanlı topraklarının paylaşımı konusunda anlaşmazlık çıkması Sevr Antlaşması'nın ertelenmesine neden oldu. Konferans, yeni bir dünya düzeni kurmayı amaçladı, ancak alınan kararlar birçok sorunun kaynağı oldu.
I. Dünya Savaşı Sonrası İmzalanan Antlaşmalar
I. Dünya Savaşı sonrası yenilen devletlerle ağır koşullar içeren antlaşmalar imzalanmıştır. Almanya, Versay Antlaşması ile askeri ve ekonomik olarak çökertildi. Avusturya Saint-Germain, Macaristan Trianon, Bulgaristan Nöyyi Antlaşmaları ile toprak kaybetti. Osmanlı Devleti ise Sevr Antlaşması ile parçalanma sürecine girdi. Bu antlaşmaların sert koşulları, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasında büyük rol oynamıştır. Özellikle Almanya'ya uygulanan ekonomik ve askeri sınırlamalar, yeni bir savaşın habercisi olmuştur.
Monroe Doktrini (1823) – Yalnızlık Politikası
Monroe Doktrini, ABD'nin dış ilişkilerde tarafsız kalacağını ve Avrupa'nın işlerine karışmayacağını ilan eden bir politika belgesidir. 1823'te ilan edilen bu doktrin, ABD’nin kendi sınırları içinde güvenliği ön planda tutacağını ifade ediyordu. I. Dünya Savaşı sırasında bu politika terk edilse de, savaşın ardından ABD yeniden izolasyonist politikasına geri döndü. Ancak II. Dünya Savaşı sonrası bu politikadan vazgeçildi ve ABD dünya siyasetinde aktif rol oynamaya başladı. Bu değişim, ABD’nin küresel bir süper güç haline gelmesine neden oldu.
I. Dünya Savaşı’nın Sonuçları
I. Dünya Savaşı, dünya tarihinin en yıkıcı olaylarından biri olarak büyük imparatorlukların çöküşüne yol açtı. Savaş sonrasında Osmanlı, Rus, Alman ve Avusturya-Macaristan İmparatorlukları yıkıldı. Yeni kurulan devletler, eski imparatorlukların yerini aldı ve etnik sınırlar dikkate alınmadığı için azınlık sorunları ortaya çıktı. Milletler Cemiyeti, dünya barışını korumak amacıyla kuruldu, ancak savaşın yarattığı tahribatı ve gerilimleri çözmekte başarısız kaldı. Milliyetçilik ve yeni totaliter rejimler (Faşizm, Nazizm, Komünizm) bu dönemde güç kazandı.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB)
Rusya’da 1917 yılında gerçekleşen Bolşevik Devrimi, Çarlık rejiminin yıkılması ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) kurulmasıyla sonuçlandı. Vladimir Lenin önderliğindeki Bolşevikler, işçi ve köylülerin desteğini alarak iktidarı ele geçirdi. Lenin’in ölümünden sonra Stalin, yönetimi devralarak SSCB’yi sosyalist bir sanayi devleti haline getirdi. Kolektifleştirme politikası ve Beş Yıllık Planlar, SSCB’nin ekonomik ve askeri gücünü artırdı. Bu süreç, Sovyetler Birliği'nin dünya siyasetinde güçlü bir aktör olarak sahneye çıkmasına zemin hazırladı.
Ortadoğu’da Manda Yönetimlerinin Kurulması
I. Dünya Savaşı sonrası Osmanlı Devleti'nin Ortadoğu'daki toprakları, İtilaf Devletleri arasında paylaşıldı. İngiltere ve Fransa, bu toprakları manda yönetimleri altında kontrol etmeye başladı. Suriye ve Lübnan Fransa’nın kontrolüne girerken, Irak, Filistin ve Ürdün İngiltere’nin manda yönetimi altına alındı. Ortadoğu’daki bu manda sistemleri, bölgenin gelecekteki sınırlarını ve devlet yapılarını belirleyen temel etkenlerden biri oldu. Bu düzenleme, bölgede bağımsızlık hareketlerine ve uzun süreli çatışmalara zemin hazırladı.
Uzak Doğu’da Yeni Bir Güç: Japonya
19. yüzyılın sonlarına doğru Japonya, Batı dünyasının etkisiyle hızla modernleşme sürecine girdi. 1868 yılında İmparator Meiji tarafından başlatılan Meiji Restorasyonu ile Japonya, Batı tarzı yönetim, sanayi ve askeri reformlar gerçekleştirdi. Bu reformlar sayesinde Japonya, kısa sürede güçlü bir Asya imparatorluğu haline geldi. Emperyalist politikalar izleyerek 1894’te Çin’i, 1904’te Rusya’yı mağlup etti ve bölgedeki nüfuzunu pekiştirdi. Japonya, bu süreçte Uzak Doğu’nun en önemli askeri ve ekonomik gücü haline geldi.
1929 Dünya Ekonomik Krizi
1929 yılında ABD'de başlayan ve tüm dünyayı etkileyen ekonomik kriz, modern ekonominin en büyük buhranlarından biri olarak tarihe geçti. Borsa çöküşüyle başlayan bu kriz, dünya genelinde milyonlarca insanın işsiz kalmasına ve üretim hacminin ciddi şekilde azalmasına yol açtı. Sanayileşmiş ülkelerde ticarette korumacı politikalar izlenmeye başlandı ve devletler ekonomiye müdahale etti. Krizin etkisiyle birçok ülkede savaş yanlısı hükümetler güç kazandı ve bu durum II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına zemin hazırladı. Kriz, ekonomik sistemlerde köklü değişikliklerin yapılmasına neden oldu.
Totaliter Rejimlerin Kuruluşu
I. Dünya Savaşı sonrası yaşanan ekonomik ve sosyal kaos, Avrupa’da totaliter rejimlerin yükselişine neden oldu. Almanya'da Adolf Hitler’in Nazi Partisi, 1933’te iktidarı ele geçirerek faşist bir yönetim kurdu. İtalya'da Benito Mussolini’nin Faşist Partisi, 1922’de yönetimi devralarak baskıcı bir rejim oluşturdu. İspanya'da ise General Franco, iç savaşın ardından milliyetçi bir yönetim kurarak 1939’dan itibaren ülkeyi totaliter bir rejimle yönetti. Bu rejimler, totaliter baskıcı yönetimlerin dünya siyasetinde etkin olduğu bir dönemi başlattı.
Atatürk Dönemi Türk Dış Politikası
Atatürk dönemi Türk dış politikası, barış ve güvenlik ilkelerine dayanarak şekillendi. Lozan Antlaşması sonrası Türkiye, tam bağımsız bir devlet olarak uluslararası alanda kendine sağlam bir yer edinmeye çalıştı. Balkan Antantı ve Sadabat Paktı gibi bölgesel iş birlikleriyle Türkiye, hem doğu hem de batı sınır ...
Bize Yorumlarınızı Bildirin