XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA
XX. yüzyıl, dünya tarihinin dönüm noktalarından biri olarak kabul edilen pek çok önemli olayın yaşandığı bir dönemdir. Bu yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti, iç ve dış dinamiklerin etkisiyle zayıflama sürecine girmiş ve büyük bir değişim geçirmiştir. Fransız İhtilali ile başlayan milliyetçilik akımları, Sanayi Devrimi'nin etkisiyle hızlanan sömürgecilik yarışı ve uluslararası bloklaşmalar, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılma sürecini hızlandıran başlıca faktörler arasında yer almıştır.
Bu dönemde Osmanlı Devleti, iç isyanlarla, ekonomik çöküntülerle ve siyasi istikrarsızlıklarla mücadele ederken, dünya sahnesinde büyük güçlerin etkisi giderek artmıştır. Özellikle Avrupa'daki siyasi ve askeri gelişmeler, Osmanlı'nın iç dinamiklerini de etkilemiş ve II. Meşrutiyet'in ilanı, Balkan Savaşları, Trablusgarp Savaşı ve nihayetinde I. Dünya Savaşı gibi olaylar bu dönemin ana hatlarını oluşturmuştur. Bu savaşlar, Osmanlı’nın Avrupa topraklarını kaybetmesine, büyük göç dalgalarına ve iç karışıklıklara yol açmış, imparatorluğun sonunu hazırlayan süreçlerin kapılarını aralamıştır.
Bu bağlamda, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı ve düşünsel gelişimi, modern Türkiye’nin inşasında önemli bir rol oynamıştır. Atatürk’ün aldığı askeri ve sivil eğitim, onun liderlik özelliklerini geliştirmiş, okuduğu eserler ve yaşadığı olaylar onun vizyonunu şekillendirmiştir. Selanik, Manastır ve İstanbul gibi şehirlerin kozmopolit yapısı, farklı kültür ve fikirlerin iç içe olduğu bu ortamlar, Mustafa Kemal’in düşünsel gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Özellikle Namık Kemal, Ziya Gökalp ve Rousseau gibi düşünürlerin etkisi, onun milliyetçilik ve bağımsızlık fikrini pekiştirmiştir.
I. Dünya Savaşı'na katılan Osmanlı Devleti, bu savaşta pek çok cephede mücadele etmiştir. Ancak savaşın sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti için fiili olarak sona ermenin başlangıcı olmuştur. Mondros sonrası işgaller, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesine zemin hazırlamış ve Kurtuluş Savaşı’nın fitilini ateşlemiştir. Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlatılan bu mücadele, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılışından doğan modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna giden yolu açmıştır.
Bu ders notları, XX. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti'nin durumu, Mustafa Kemal Atatürk’ün fikir hayatı ve Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı’ndaki rolü gibi önemli konuları içermekte olup, dönemin sosyal, siyasi ve ekonomik yapısını kavramaya yönelik olarak hazırlanmıştır.
Bu metni, ders notlarınızın giriş kısmı olarak kullanabilirsiniz. İsterseniz üzerinde değişiklik yapabilirim.
AAAAACCCCC
1. Ünite: XX. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya
1. ÜNİTE: XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA
MUSTAFA KEMAL’İN AİLESİ
MUSTAFA KEMAL’İN AİLESİ
Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. Babası Ali Rıza Efendi ticaret ve devlet memurluğu yapmış, annesi Zübeyde Hanım ise geleneksel değerlere bağlı, güçlü bir kadındı. Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Yörük kökenli bir aileydi. Mustafa Kemal'in kardeşlerinden yalnızca Makbule hayatta kalmış ve 1956'ya kadar yaşamıştır. Ailesi, Atatürk’ün kişisel gelişiminde ve modernleşme düşüncelerinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
EĞİTİM HAYATI
EĞİTİM HAYATI
Mustafa Kemal’in eğitim hayatı mahalle mektebinde başlamış, ardından modern eğitim anlayışına sahip Şemsi Efendi Okulu’nda devam etmiştir. Askeri kariyerine yön veren Selanik Askerî Rüştiyesi'nde ise “Kemal” ismini almıştır. Eğitim sürecinde Namık Kemal ve Tevfik Fikret’in eserlerinden etkilenmiş, bu sayede vatanseverlik ve bağımsızlık fikirlerini benimsemiştir. Manastır Askerî İdadisi ve Harp Okulu ise Mustafa Kemal’in askeri strateji ve liderlik yeteneklerini pekiştiren kurumlar olmuştur.
TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)
TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912)
Trablusgarp Savaşı, İtalya’nın 1911 yılında Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika'daki son toprağı olan Trablusgarp’ı işgal etmesiyle başlamıştır. Mustafa Kemal, burada yerel halkı örgütleyerek İtalyanlara karşı başarılı bir direniş göstermiştir. Savaş sonucunda Osmanlı Devleti Trablusgarp’ı kaybetmiş, ancak bu savaş Mustafa Kemal’in askeri ve liderlik yeteneklerini göstermesi açısından önemli bir deneyim olmuştur. Trablusgarp Savaşı, onun emperyalizme karşı mücadelesinde ilk adım olarak kabul edilir.
BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913)
Balkan devletlerinin Osmanlı Devleti’ne karşı birleşerek başlattığı I. Balkan Savaşı, Osmanlı’nın Balkanlardaki topraklarının çoğunu kaybetmesine yol açtı. II. Balkan Savaşı ise Balkan devletleri arasındaki anlaşmazlık sonucu başladı ve Osmanlı Devleti Edirne’yi geri aldı. Bu savaşlar, Osmanlı’nın Balkanlardaki egemenliğinin sonunu getirmiş ve bölgede büyük bir göç dalgası yaşanmıştır. Balkan Savaşları, Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecini hızlandırmıştır.
I. DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ
I. DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ
I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti için bir dönüm noktası olmuştur. İttifak Devletleri safında savaşa katılan Osmanlı, savaş boyunca pek çok cephede mücadele etmiştir. Özellikle Çanakkale Cephesi, Osmanlı'nın savaşta kazandığı en önemli başarı olmuştur. Savaşın sonunda Osmanlı Devleti ağır toprak kayıpları yaşamış, Mondros Mütarekesi ile savaşı sona erdirmiştir. Bu savaş, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına giden sürecin başlangıcı olmuştur.
MONDROS MÜTAREKESİ (30 EKİM 1918)
MONDROS MÜTAREKESİ (30 EKİM 1918)
Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve I. Dünya Savaşı’nı Osmanlı için sona erdiren antlaşmadır. Antlaşmanın şartları Osmanlı Devleti için oldukça ağırdı; Boğazlar İtilaf Devletleri’ne açılacak, ordular dağıtılacak ve stratejik bölgeler işgal edilecekti. Mütareke, Osmanlı Devleti’nin fiili olarak sona erdiğinin göstergesiydi. Bu mütareke ile işgalci güçler Anadolu’nun dört bir yanını işgal etmeye başladı. Mondros, Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcına zemin hazırlayan önemli bir dönüm noktasıdır.
MUSTAFA KEMAL'İN FİKİR HAYATI
MUSTAFA KEMAL'İN FİKİR HAYATI
Mustafa Kemal’in fikir hayatı, özellikle gençlik yıllarında okuduğu eserler ve yaşadığı şehirlerin etkisiyle şekillenmiştir. Selanik, Manastır ve İstanbul gibi kozmopolit şehirler, onun düşünce dünyasını genişletmiştir. Namık Kemal, Ziya Gökalp ve Rousseau gibi düşünürlerin eserlerinden etkilenmiş; milliyetçilik, bağımsızlık ve modernleşme gibi konular Mustafa Kemal’in düşüncelerinde önemli yer tutmuştur. Bu fikirler, onun hem askeri hem de siyasi hayatına yön vermiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturmuştur.
AAAAABBBB
1. ÜNİTE: XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ VE DÜNYA
MUSTAFA KEMAL’İN HAYATI
MUSTAFA KEMAL’İN AİLESİ
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır. Anne ve baba tarafından dedeleri 15. yüzyıllarda Konya ve Aydın'dan Makedonya'ya yerleştirilmiş Yörüklerindendir.
BİR ÖNDER YETİŞİYOR
MEKTEBİ VE ŞEMSİ EFENDİ OKULU
Mustafa Kemal okul çağına geldiğinde önce Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı, sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Mahalle Mektebi ilkokul düzeyinde eğitim veren bir okuldu.
SELANİK ASKERÎ RÜŞTİYESİ
İlkokuldan sonra Selanik Mülkiye Rüştiyesine (ortaokul) kısa süre devam etti. 1893 yılında Askerî Rüştiye'ye girdi ve askerî öğrenimi başladı.
MANASTIR ASKERÎ İDADİSİ
1896’da Selanik Askerî Rüştiyesini bitiren Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisi (lise) sınavlarına girerek bu okula girmeye hak kazandı. Lise yıllarında edebiyata ve şiire ilgi duymaya başladı.
HARP OKULU VE HARP AKADEMİSİ
Mustafa Kemal 13 Mart 1899’da İstanbul’da Harp Okulu'na başladı. Mustafa Kemal Harp Okulu'ndan 1902 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu. Harp Akademisi'nden ise 11 Ocak 1905’te beşinci sırada mezun oldu ve Kurmay Yüzbaşı rütbesiyle askerlik görevine başladı.
MUSTAFA KEMAL’İN FİKİR HAYATINI ETKİLEYEN GELİŞMELER
İZ BIRAKAN ŞEHİRLER
SELANİK: Mustafa Kemal’in doğup büyüdüğü ve günümüzde Yunanistan’ın sınırları içerisinde kalan Selanik, Makedonya’nın sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan en gelişmiş şehriydi. Liman kenti olması ve demir yolu ulaşımıyla önemli bir ticaret merkeziydi. Mustafa Kemal, Selanik'teki bu kültürel çeşitlilikten etkilenmiş ve yeni fikirlere açık bir ortamda yetişmiştir.
MANASTIR: Manastır, önemli bir ticaret, yönetim ve ordu merkeziydi. Mustafa Kemal, Manastır’da arkadaşlarıyla ve öğretmenleriyle ülkeyi ilgilendiren meseleler hakkında tartışmalar yapıyordu.
İSTANBUL: Osmanlı Devleti’nin başkenti olması nedeniyle İstanbul, sosyal, ekonomik ve siyasi açıdan büyük bir öneme sahipti.
ŞAM: Mustafa Kemal’in ilk görev yeri olan Şam, sosyal ve ekonomik yönden geri kalmış bir yerdi. Burada Vatan ve Hürriyet Cemiyeti’ni kurarak siyasi faaliyetlerini sürdürmüştür.
SOFYA: Balkan Savaşları’ndan sonra Sofya’ya Ateşemiliter olarak atanmıştır.
FİKİR HAYATINI ETKİLEYEN YAZARLAR VE DÜŞÜNÜRLER
Mustafa Kemal’in lise yıllarından itibaren etkilendiği yazar ve düşünürler şunlardır:
- Ziya Gökalp - Milliyetçilik
- Namık Kemal - Vatanseverlik
- Mehmet Emin Yurdakul - Milliyetçilik
- Tevfik Fikret - İnkılapçılık
- J.J. Rousseau - Yurttaşlık Bilinci (Fransız düşünür)
- Montesquieu - Cumhuriyetçilik (Fransız düşünür)
- Voltaire - Bilimsellik, Akılcılık (Fransız düşünür)
MUSTAFA KEMAL’İN ESERLERİ
Mustafa Kemal’in en önemli eseri Nutuk’tur. 1919’dan 1927’ye kadar geçen süredeki gelişmeleri kapsamaktadır. Ayrıca Mustafa Kemal’in askerlikle ilgili yazdığı eserler arasında “Takımın Muharebe Talimi,” “Cumalı Ordugâhı,” “Taktik Tatbikat Gezisi,” “Bölüğün Muharebe Eğitimi” ve “Subay ve Komutan ile Konuşmalar” yer alır. Cumhuriyet Dönemi’nde de Geometri eğitimini kolaylaştıran “Geometri” adlı eseri bulunmaktadır.
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ (SİYASİ DURUM)
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyıldan itibaren Fransız İhtilali ve Sanayi İnkılabı’nın etkisiyle çok zor duruma düşmüştür. Devletin sınırları içerisindeki azınlıkların isyanları ve Avrupa devletlerinin Osmanlı topraklarını işgal etmeye başlaması toprak kayıplarına neden olmuştur.
II. MEŞRUTİYET’İN İLANI
Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri tarafından Yeni Osmanlılar çizgisinde teşkilatlanan İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri, Fransız İhtilali’nin yaydığı düşüncelerden etkilenmiş bir örgüttür.
MEŞRUTİYET’İN İLANININ NEDENLERİ:
- Meşrutiyet’i ilan ederek Mebusan Meclisi’ni açmak.
- İngiltere ve Rusya’nın Reval’de yaptığı görüşmelerin Osmanlı’da yarattığı tedirginlik.
- Osmanlı Devleti’ni dağılmaktan kurtarmak için bir an önce Meşrutiyet’in ilan edilmesi gerektiği düşüncesi.
NOT: II. Abdülhamit, 23 Temmuz 1908 tarihinde Meşrutiyet’i ilan etmiş ve Kanun-ı Esasi (1876 Anayasası) yeniden yürürlüğe girmiştir.
MEŞRUTİYET’İN İLANININ SONUÇLARI:
- İttihat ve Terakki Cemiyeti dışında; Osmanlı Ahrar Fırkası, İttihad-ı Muhammedi Fırkası, Fedakaran-ı Millet gibi birçok cemiyet kurularak çok partili hayata geçildi.
- 1908 yılında Bulgaristan bağımsız oldu, Bosna Hersek Avusturya tarafından işgal edildi ve Girit Yunanistan’a katıldı.
- Meşrutiyet karşıtları tarafından 31 Mart Ayaklanması (13 Nisan 1909) çıkarıldı. Ayaklanma, Hareket Ordusu tarafından bastırıldı.
- II. Abdülhamit tahttan indirildi, yerine Mehmet Reşat (V. Mehmet) tahta çıkarıldı.
- İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ülke yönetimindeki etkisi arttı.
TRABLUSGARB SAVAŞI (1911-1912)
Neden: 1870 yılında birliğini kuran İtalya, sömürge yarışında geri kalmamak için 28 Eylül 1911'de Trablusgarp'ı işgal etti. Trablusgarp (günümüz Libya'sı), Kuzey Afrika'da bulunur.
Savaşın Gelişimi: Mustafa Kemal, Fethi Bey ve Enver Paşa; Derne, Tobruk ve Bingazi'de başarılı mücadeleler yaptılar. İtalya, On İki Ada’ya saldırdı ve Osmanlı Devleti barış yapmak zorunda kaldı.
SONUÇ: UŞİ ANTLAŞMASINA GÖRE:
- Trablusgarp ve Bingazi İtalya'ya verildi.
- Trablusgarp, dini bakımdan Halife'ye bağlı kalacak.
- On İki Ada, Balkan Savaşları bitene kadar geçici olarak İtalya'ya bırakıldı. Fakat savaş sonunda adalar Osmanlı'ya geri verilmedi.
ÖNEMİ:
- Osmanlı Devleti ile İtalya arasında yapılan ilk yazılı antlaşmadır.
- Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika'daki son toprağı olan Trablusgarp kaybedildi.
- On İki Ada geçici olarak İtalya'ya bırakıldı, ancak geri alınamadı.
- İtalya, Akdeniz'de önemli bir güç haline geldi.
I. BALKAN SAVAŞI (1912)
Neden: Rusya’nın Panslavizm politikası ve Balkan devletlerinin Osmanlı'yı Balkanlardan atma isteği (milliyetçilik akımının etkisi).
Savaşın Gelişimi: 8 Ekim 1912’de Karadağ Osmanlı’ya savaş açtı. Osmanlı, Karadağ, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan ile savaştı. Savaşa hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, tüm cephelerde yenildi.
Sonuç: En kârlı çıkan devlet Bulgaristan oldu. Arnavutluk bağımsızlığını ilan etti.
II. BALKAN SAVAŞI (1913)
Neden: I. Balkan Savaşı sonrası Osmanlı topraklarının paylaşımında çıkan anlaşmazlık.
Savaşın Gelişimi: Balkan devletleri, Bulgaristan’a savaş açtı. Romanya da bu savaşa katıldı.
BÜKREŞ ANTLAŞMASI (10 AĞUSTOS 1913): Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Sırbistan'a toprak verdi.
İSTANBUL ANTLAŞMASI (29 EYLÜL 1913): Bulgaristan ile Osmanlı Devleti arasında yapıldı. Edirne, Kırklareli ve Dimetoka Osmanlı’ya bırakıldı.
ATİNA ANTLAŞMASI (14 KASIM 1913): Yunanistan ile Osmanlı arasında yapıldı. Ege Adaları Yunanistan'a bırakıldı.
BALKAN SAVAŞLARININ ÖNEMİ:
- Balkan Devletleri ile Osmanlı Devleti arasında Meriç Nehri sınır kabul edildi.
- Ege Adaları elden çıktı ve Ege Denizi’nin kontrolü kaybedildi.
- Arnavutluk bağımsız oldu.
- Ordunun siyasete karışmasının zararları açıkça görüldü.
- İttihat ve Terakki Partisi, Babıali Baskını adı verilen darbeyle hükümeti devirdi.
- Osmanlıcılık fikri geçersiz hâle geldi, Türkçülük ve Batıcılık gibi fikir akımları önem kazandı.
OSMANLI DEVLETİNİ DAĞILMAKTAN KURTARMAK İÇİN ORTAYA ÇIKAN FİKİR AKIMLARI
OSMANLICILIK: Dil, din ve etnik farklılıkları gözetmeksizin devletin sınırları içinde yaşayan tüm toplumları bir arada tutarak bir Osmanlı milleti yaratma amacını taşıyan fikir akımıdır. Tanzimat döneminde devlet politikası olan Osmanlıcılık, Balkan milletlerinin isyanlarıyla geçerliliğini yitirmiştir.
İSLAMCILIK (ÜMMETÇİLİK): Bütün Müslümanları halifenin etrafında toplama amacını taşıyan fikir akımıdır. II. Abdülhamit döneminde devlet politikası olmuştur. Ancak Arapların bağımsız devlet kurma çabaları nedeniyle etkisini kaybetmiştir.
TÜRKÇÜLÜK (TURANCILIK): Türkleri millî bir duyguyla birleştirme amacını taşıyan fikir akımıdır. İttihat ve Terakki döneminde benimsenen bu fikir, Millî Mücadele'nin başarısında önemli rol oynamıştır.
BATICILIK: Batı'nın siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel görüşlerine uygun bir devlet anlayışını savunan akımdır. Osmanlı’yı dağılmaktan kurtaramamış olsa da, Batı’nın bilimsel ve teknik birikimi Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişiminde etkili olmuştur.
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ (SOSYAL DURUM)
Balkan Savaşları sonrası kaybedilen topraklardan Anadolu’ya göç eden Türkler, Osmanlı Devleti'nde sosyal hayatı olumsuz etkiledi. Göçün getirdiği sorunlar, toplumda karmaşa yaratmıştır.
XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ (EKONOMİK DURUM)
Avrupa devletleri Sanayi İnkılabı ile hızla büyürken, Osmanlı Devleti sanayileşmesini gerçekleştirememiştir. Osmanlı Devleti, 1854’te Kırım Savaşı sırasında ilk kez dış borç aldı. Zamanla borçlar arttı ve 1881’de Muharrem Kararnamesi ile iflas ettiğini açıkladı. Düyûn-u Umumiye İdaresi kurularak Osmanlı Devleti’nin maliyesi alacaklı devletlerin denetimine girdi.
I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)
I. DÜNYA SAVAŞI’NIN NEDENLERİ VE SAVAŞIN GELİŞİMİ
1914’te başlayan ve 1918’de sona eren I. Dünya Savaşı, tüm dünyayı etkiledi. İttifak Devletleri: Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya (Osmanlı ve Bulgaristan sonradan katıldı). İtilaf Devletleri: İngiltere, Fransa, Rusya (İtalya sonradan katıldı).
Savaşın Genel Nedenleri:
- Milliyetçilik akımı, sömürgecilik yarışı, ham madde ve pazar arayışı.
- Devletlerarası bloklaşma ve silahlanma yarışı.
Savaşın Özel Nedenleri:
- Fransa’nın Sedan Savaşı'nda Almanya'ya kaptırdığı Alsace-Lorraine’i geri almak istemesi.
- Avusturya-Macaristan’ın Sırbistan’ı ortadan kaldırma ve Rusya’yı Balkanlar’dan uzaklaştırma isteği.
I. DÜNYA SAVAŞININ BAŞLAMASI:
28 Haziran 1914’te Avusturya-Macaristan Veliahtı Franz Ferdinand’ın bir Sırp milliyetçisi tarafından öldürülmesi savaşı tetikledi. 28 Temmuz 1914’te Avusturya-Macaristan, Sırbistan’a savaş ilan etti. Ardından Almanya, Avusturya'nın yanında, Rusya ve İngiltere ise Sırbistan’ın yanında savaşa katıldı.
I. DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı başladığında tarafsız kalmak istemiş ancak İtilaf Devletleri Osmanlı’nın yanında savaşa girmesini kabul etmemiştir. Osmanlı, bu durum karşısında Almanya ile ittifak yapmıştır. Osmanlı Devleti’nin savaşa katılmasıyla savaş daha geniş bir alana yayılmıştır. Karadeniz’deki Rus limanlarının bombalanması, Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesindeki önemli bir olaydır.
V. Mehmet Reşad, halife sıfatıyla cihat ilan etti ve tüm Müslümanları savaşa çağırdı.
OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER
Osmanlı Devleti, I. Dünya Savaşı sırasında sınırlarında ve sınırları dışında olmak üzere iki farklı cephe türünde savaşmıştır.
A. SINIRLARINDA AÇILAN CEPHELER:
- Kafkas Cephesi
- Kanal Cephesi
- Çanakkale Cephesi
- Irak Cephesi
- Hicaz-Yemen Cephesi
- Suriye-Filistin Cephesi
B. SINIRLARI DIŞINDA SAVAŞILAN CEPHELER:
- Galiçya Cephesi
- Makedonya Cephesi
- Romanya Cephesi
KAFKAS CEPHESİ VE 1915 OLAYLARI
Neden: Osmanlı’nın Kafkasya’daki Rusları durdurmak ve Turan ideali doğrultusunda Orta Asya’ya ulaşma amacı. Ayrıca Almanların Bakü petrolleri üzerindeki çıkarları da önemli bir nedendir.
Savaşın ilk safhasında Osmanlı ordusu kış şartları nedeniyle büyük kayıplar verdi. Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rusların eline geçti. 1917 yılında Rusya’da Bolşevik İhtilali çıktı ve Rusya savaştan çekildi. Bu gelişme ile Brest-Litovsk Antlaşması (1918) imzalandı. Osmanlı, Kars, Ardahan ve Batum’u geri aldı.
1915 OLAYLARI (TEHCİR KANUNU):
Ermeniler, Doğu Anadolu’da Ruslarla iş birliği yaparak Osmanlı’ya karşı ayaklandılar. Ermeni çeteleri Müslüman halka karşı katliamlar yapınca Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1915’te Sevk ve İskân Kanunu’nu (Tehcir Kanunu) çıkardı. Bu kanun ile Ermeniler, savaş bölgesinden güvenli bölgelere sevk edilmiştir. Savaş sona erince geri dönüş izni verilmiş ve malları iade edilmiştir.
KANAL CEPHESİ
Neden: Almanya’nın isteği üzerine, Osmanlı Devleti, İngiltere’nin Süveyş Kanalı üzerinden sömürgeleriyle bağlantısını kesmek amacıyla bu cepheyi açtı. Ancak Osmanlı ordusu İngilizler karşısında başarısız oldu ve geri çekildi.
ÇANAKKALE CEPHESİ
Neden: İtilaf Devletleri, Boğazları ele geçirerek Osmanlı’yı saf dışı bırakmak ve Rusya’ya yardım ulaştırmak amacıyla bu cepheyi açtı.
Gelişmeler: 18 Mart 1915’te İtilaf Devletleri donanması, Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlar sayesinde ağır kayıplar verdi ve geri çekildi. Daha sonra İtilaf kuvvetleri kara harekâtına başladı, ancak Mustafa Kemal’in komutasındaki Türk ordusu, Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı’nda büyük başarılar elde etti. Ocak 1916’da İtilaf Devletleri, Çanakkale’den geri çekilmek zorunda kaldı.
Sonuç:
- Çanakkale Zaferi, Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’ndaki tek büyük başarısıdır.
- Bulgaristan, İttifak Devletleri'nin yanında savaşa katıldı.
- Müttefiklerin yardım edemediği Rusya’da Bolşevik İhtilali çıktı ve Çarlık rejimi yıkıldı.
- Mustafa Kemal’in bu cephedeki başarısı, Millî Mücadele’nin lideri olmasını sağladı.
HİCAZ-YEMEN CEPHESİ
Neden: İngiltere, Araplar ile iş birliği yaparak Osmanlı’ya karşı ayaklanmaları kışkırttı. Mekke Emiri Şerif Hüseyin’in desteğiyle, bazı Arap kabileleri İngiltere'nin yanında Osmanlı’ya karşı savaştılar. Osmanlı kuvvetleri, kutsal yerleri korumak için uzun süre direndi. Medine Müdafaası, Fahrettin Paşa komutasında uzun süre devam etti.
Sonuç: İngilizlerin desteğiyle Araplar Osmanlı’nın bölgede varlığını sona erdirdiler. Bu cephede yaşananlar, İslamcılık politikasının etkisini kaybettiğini gösterdi.
IRAK CEPHESİ
Neden: İngiltere, Ruslarla birleşerek Hindistan yolunu kontrol altına almak ve petrol bölgelerine sahip olmak amacıyla Irak Cephesi'ni açtı. Ayrıca Orta Doğu petrollerini kontrol altında tutma ve Kafkaslar’da Ruslarla birleşme hedefini güdüyordu.
Sonuç: Osmanlı kuvvetleri, Selman-ı Pak Muharebesi’nde büyük başarı gösterdi ve Kut’ül Amâre’deki İngiliz kuvvetlerini kuşattı. 29 Nisan 1916’da İngiliz kuvvetleri Halil Paşa komutasındaki Türk ordusuna teslim oldu. Ancak İngiltere, savaşa daha büyük kuvvetler gönderdi ve ilerlemeye devam etti. Irak’taki Türk birlikleri, savaşın sonlarına doğru zayıfladı ve Musul’un büyük bir kısmı İngilizler tarafından ele geçirildi.
SURİYE-FİLİSTİN CEPHESİ
İngilizler, Kudüs ve Filistin’i işgal etti. Bu cephe, Kanal Cephesi’nin devamı niteliğindedir. İngilizler, Suriye'ye kadar ilerlediler ve isyancı Arap güçleri ile savaşarak Katma Savaşı’nı kazandılar. Bu sırada Mustafa Kemal, Halep’in kuzeyindeki Türk sınırını belirledi ve ardından Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na atandı.
Sonuç: Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından İngilizler, Suriye'yi tamamen işgal etti ve Misak-ı Millî bu dönemde belirlendi.
GALİÇYA, MAKEDONYA VE ROMANYA CEPHELERİ
Osmanlı Devleti, müttefiklerine destek olmak amacıyla sınırları dışında da savaşmıştır:
- Galicya Cephesi: Rusya'nın Karadeniz kıyısına çıkarma yapması üzerine Osmanlı Devleti, Bulgarlar’a yardım etmek amacıyla bu cepheyi açmıştır.
- Makedonya Cephesi: Sırpları desteklemek için Selanik’e gelen Fransız kuvvetlerinin Bulgarlarla birlikte durdurulması için açılmıştır.
- Romanya Cephesi: Bulgarları Romanya’ya karşı desteklemek amacıyla Dobica, Bükreş ve Tuna bölgesinde mücadele verilmiştir.
SAVAŞ SONA ERERKEN
1917’de Rusya’da Bolşevik İhtilali gerçekleşmiş ve Çarlık rejimi yıkılmıştır. Yeni Bolşevik yönetimi, İttifak Devletleri ile 3 Mart 1918'de Brest Litovsk Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiştir. Bu durum, Osmanlı’nın Doğu Cephesi’nde rahatlamasına neden olmuştur.
ABD, savaşın ilerleyen dönemlerinde Almanya’ya karşı savaş ilan etmiş ve savaşa katılması, İtilaf Devletleri lehine önemli bir dönüm noktası olmuştur.
İTTİFAK DEVLETLERİ İLE İMZALANAN ATEŞKES ANTLAŞMALARI
- Selanik Ateşkes Antlaşması (29 Eylül 1918): Bulgaristan savaştan çekildi.
- Mondros Mütarekesi (30 Ekim 1918): Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri ile ateşkes imzaladı.
- Villa Gusti Ateşkesi (3 Kasım 1918): Avusturya-Macaristan savaştan çekildi.
- Rethondes Ateşkesi (11 Kasım 1918): Almanya savaştan çekildi.
I. DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI
- İngiltere, savaştan en kârlı çıkan devlet oldu.
- Almanya, Avusturya-Macaristan, Rusya ve Osmanlı İmparatorlukları savaşın ardından dağıldı. Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti, Polonya, Çekoslovakya ve Yugoslavya gibi yeni bağımsız devletler kuruldu.
- Sömürgecilik yerini manda ve himaye sistemine bıraktı.
- Rusya’da Sosyalizm, Almanya’da Nazizm, İtalya’da Faşizm gibi yeni rejimler ortaya çıktı.
- Milyonlarca insan hayatını kaybetti ve dünya barışını korumak amacıyla Milletler Cemiyeti kuruldu.
- I. Dünya Savaşı sonrası yapılan barış antlaşmalarının ağır şartları, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasının en önemli nedenlerinden biri olmuştur.
I. DÜNYA SAVAŞI’NDA ANADOLU
- Savaşın ardından Anadolu harap ve yıkık bir haldeydi.
- Türk milleti, açlık ve yoksulluk nedeniyle çok sayıda insan kaybetti.
- Cephe gerisinde kalan kadınlar ve çocuklar, büyük zorluklar yaşadılar.
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NUN PAYLAŞILMASINI ÖNGÖREN GİZLİ ANTLAŞMALAR
İSTANBUL ANTLAŞMASI (18 MART-10 NİSAN 1915): İngiltere, Fransa ve Rusya arasında imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre, Boğazlar ve çevresi Rusya’ya bırakılacaktır.
LONDRA ANTLAŞMASI (26 NİSAN 1915): İtalya’yı kendi taraflarına çekmek için İngiltere ve Fransa ile imzalanmıştır. Bu antlaşma ile Antalya ve çevresi İtalya’ya bırakılmıştır.
SYKES-PICOT ANTLAŞMASI (26 NİSAN 1916): İngiltere ve Fransa, Osmanlı topraklarını aralarında paylaşmıştır. Rusya’ya Doğu Anadolu, Fransa’ya Suriye ve Lübnan, İngiltere’ye ise Irak ve Ürdün bırakılmıştır.
ST. JEAN DE MAURIENNE ANTLAŞMASI (17 NİSAN 1917): İtalya’ya, Antalya ve İzmir çevresi bırakılmıştır.
MONDROS MÜTAREKESİ (ATEŞKES ANTLAŞMASI) (30 EKİM 1918)
Mondros Mütarekesi’nin Maddeleri ve Uygulanması:
- Boğazlar, İtilaf Devletleri’ne açılacak, Karadeniz ve Çanakkale’deki istihkâmlar işgal edilecektir.
- Osmanlı orduları terhis edilecek ve ordunun taşıt, silah ve cephanesine İtilaf Devletleri tarafından el konulacaktır.
- İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit eden bir durum karşısında stratejik yerleri işgal edebilecektir. (Madde 7)
- Vilayet-i Sitte denilen doğu illerinde karışıklık çıkarsa İtilaf Devletleri buraları işgal edebilecektir. (Madde 24)
- Tüm liman ve tersaneler İtilaf Devletleri’nin kontrolüne girecektir.
- Osmanlı kuvvetleri, İran ve Kafkasya’daki cephelerden çekilecektir.
NOT: Mondros Mütarekesi’nin 7 ve 24. maddeleri, İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını işgal etmelerine zemin hazırlamıştır.
MONDROS MÜTAREKESİ SONRASI İŞGALLER VE TEPKİLER
İtilaf Devletleri’nin İşgalleri:
- İngiltere, Musul’a girerek Osmanlı topraklarındaki ilk işgali gerçekleştirdi (3 Kasım 1918).
- Fransa, Adana ve çevresini işgal etti.
- Yunanistan ve İtalya, kendi çıkarlarına yönelik işgallere başladı.
13 Kasım 1918’de İtilaf donanması, İstanbul’a geldi ve Dolmabahçe Sarayı önünde demirledi. Osmanlı Devleti’nin başkenti fiilen işgal edildi.
İSTANBUL HÜKÜMETİ’NİN TEPKİSİ:
İstanbul Hükümeti, Mondros Mütarekesi’ni savaşı bitiren bir anlaşma olarak değerlendirdi. Ancak işgaller karşısında tepkisiz kaldı. Hükümet değişiklikleri ve Mebusan Meclisi’nin kapatılması gibi iç karışıklıklar yaşandı.
MUSTAFA KEMAL’İN TEPKİSİ:
Mustafa Kemal, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasını bağımsızlıkla bağdaşmayan ağır bir anlaşma olarak nitelendirdi ve İstanbul Hükümeti’ni uyarmaya çalıştı. 13 Kasım 1918’de İstanbul’a geldiğinde işgal donanmasını görünce, “Geldikleri gibi giderler” sözüyle tepkisini gösterdi.
HALKIN TEPKİSİ:
Halk, işgallere karşı kendiliğinden örgütlenerek direniş cemiyetleri kurdu. Miting ve protestolar düzenlenerek işgallerin haksızlığı tüm dünyaya duyurulmaya çalışıldı. Bu süreçte Kuvay-ı Millîye güçleri oluşturularak silahlı mücadeleye geçildi.
YENİ BİR DÜNYA HAYALİ: WILSON İLKELERİ
ABD Başkanı Woodrow Wilson, 1917 yılında savaşa katılarak tarafsız bir politika izlemeyi ve tüm ulusların çıkarlarını gözetmeyi amaçlayan Wilson İlkeleri’ni duyurdu. Bu ilkeler arasında devletlerin kendi kaderlerini tayin etmesi, savaş sonrası adil barış yapılması ve Milletler Cemiyeti’nin kurulması gibi maddeler yer almaktaydı.
PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 OCAK 1919)
Bu konferans, savaşı kaybeden devletlerle yapılacak barış antlaşmalarını görüşmek amacıyla toplandı. Konferansa otuz iki devlet katıldı. ABD, İngiltere, Fransa, Japonya ve İtalya konferansta etkili devletlerdi. Konferansta, Wilson’un önerisiyle Milletler Cemiyeti’nin kurulması kararlaştırıldı.
DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN ANTLAŞMALAR
- ALMANYA İLE VERSAİLLES (VERSAY) ANTLAŞMASI: Almanya, Fransa ve Belçika’dan aldığı toprakları geri verecek, sömürgelerini kaybedecek, zorunlu askerlik kaldırılacak ve savaş tazminatı ödeyecektir.
- AVUSTURYA İLE SAİNT GERMAİN (SEN JERMEN) ANTLAŞMASI: Avusturya-Macaristan İmparatorluğu parçalandı. Çekoslovakya ve Yugoslavya gibi yeni devletler kuruldu.
- BULGARİSTAN İLE NEUİLLY (NÖYYİ) ANTLAŞMASI: Bulgaristan, toprak kaybına uğradı ve savaş tazminatı ödeyecektir.
- MACARİSTAN İLE TRİANNON (TİRİYANON) ANTLAŞMASI: Macaristan, toprak kayıpları yaşadı ve ordusu sınırlandırıldı.
Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!