AKKOYUNLU
DEVLETİ (1378-1503)
Akkoyunlular, Kara
Yülük Osman Bey tarafından 1378 yılında Diyarbakır merkezli kurulmuş olan bir
devlettir.
Bu devlet 1378-1503 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu
Anadolu bölgesinde, Azerbaycan ve Irak’ta hüküm sürmüştür.
Devletin en tanınmış hükümdarı Uzun Hasan’dır. Uzun
Hasan döneminde Karakoyunlu Devletine son vermişlerdir.
Otlukbeli Savaşında Osmanlı Devleti karşısında ağır bir yenilgi
alan Akkoyunlu Devleti zayıflama dönemine girmiştir. Bu savaşta Akkoyunlulara
Uzun Hasan, Osmanlılara Fatih Sultan Mehmet liderlik etmiştir.
Astronomi ve Matematik alanlarında uzman olan Ali Kuşçu bir dönem Uzun Hasan'ın
himayesinde yaşamış daha sonra Fatih Sultan Mehmet’in himayesine girmiştir.
Hasankeyf'de bulunan ‘’Zeynel Bey türbesi’’ Akkoyunlular dönemine ait bir eserdir. Uzun Hasan, genç yaşta hayatını kaybeden oğlu Zeybel Bey için bu türbeyi yaptırmıştır
Diyarbakır’da XV. Yüzyılda inşa edilen Şeyh Safâ Camii de Akkoyunlulara ait
bir mimari yapıdır.
Diyarbakır’da XV. Yüzyılda inşa edilen Ayni Minare Camii de Akkoyunlulara ait
bir mimari yapıdır
XV. yüzyılda İran’da yaşamış şair ve hattat Abdürrahîm-İ Hârizmî de Akkoyunlular
Dönemi önemli sanatkarlarından birisidir.
Safevi Hükümdarı Şah İsmail 1503 yılında Akkoyunlulara son
vermiştir.
Akkoyunlu hânedanı mensupları ile büyük beyler çok kısa
süren zamanlarında gerek Türkiye’de gerekse İran’da cami, medrese, kervansaray,
hastahane, türbe ve saray gibi pek çok eser vücuda getirmişlerdi.
Bu hususta Uzun Hasan Bey başta gelmektedir. Gerçekten
kaynaklarda Hasan Bey’in cami, medrese, zâviye ve kervansaray olmak üzere
birçok eser yaptırdığı söylenir. Bunların çoğu günümüze kadar ulaşmamış ise bu
sadece zamanın değil, insanların da yaptıkları tahribattan ileri gelmiştir.
Bilhassa Safevîler, Tebriz’de Akkoyunlular tarafından
yaptırılmış olan içtimaî eserlerin pek çoğunu şuurlu bir şekilde yıkmışlardı.
1514 yılında Tebriz’e gelen Osmanlılar Uzun Hasan Bey’in
camiini de harap bir halde bulmuşlardı.
Yâkub Bey’in Heşt Bihişt adlı sarayını gören Venedikli
bir tâcir bu sarayın ihtişamına hayran kalıp hakkında tafsilâtlı bilgi
vermiştir.
Bizzat Türkçe ve Farsça şiir söyleyen Yâkub Bey’in
çevresinde birçok şair toplanmıştı. O Molla Câmî’i de çok seviyor ve ona sık
sık maddî yardımda bulunuyordu. Yâkub Bey devrinde onun himayesi ile minyatür
sanatı da büyük bir gelişme göstermişti.
Öyle ki sanat tarihçileri bu minyatürleri inceleyip
Türkmen minyatür mektebinden söz etmişler ve bu mektebin Safevî minyatürleri
üzerinde derin tesirler bıraktığını söylemişlerdir.
Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!