Type Here to Get Search Results !

11.SINIF SEÇMELİ TARİH, 1.ÜNİTE: TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI

A
11.SINIF SEÇMELİ TARİH, 1.ÜNİTE: TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI


11.SINIF SEÇMELİ TARİH, 1.ÜNİTE: TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI

Giriş:

Türk devlet teşkilatının köklü geçmişi, sadece tarihsel bir perspektiften bakıldığında değil, aynı zamanda modern yönetim anlayışlarının şekillendirilmesinde de büyük bir öneme sahiptir. İlk Türk Devletlerinden Osmanlı İmparatorluğu'na, hatta Cumhuriyet dönemine kadar uzanan bu teşkilatlanma süreci, devlet yönetiminde sürekliliği, merkezi otoritenin gücünü ve kurumsal yapıların etkinliğini ortaya koymuştur.

Bu notlar, Türk devlet teşkilatının tarihsel evrimini ve bu süreçte şekillenen yönetim ilkelerini derinlemesine incelemektedir. İslamiyet öncesi dönemdeki 'kut anlayışı' ve 'ikili teşkilatlanma' gibi kavramlardan, Türk-İslam devletlerindeki 'Divan-ı Hümayun' gibi yönetim organlarına kadar pek çok önemli unsur, bugünkü yönetim stratejilerine ışık tutacak niteliktedir.

Osmanlı Devleti'nin merkeziyetçi yapısı, taht kavgalarını önlemeye yönelik düzenlemeleri ve etkin devlet mekanizmaları, günümüz yönetim sistemlerinde dahi geçerliliğini koruyan uygulamalardan bazılarıdır. Aynı şekilde, Cumhuriyet dönemindeki yeni devlet teşkilatlanması ve demokratikleşme adımları, modern Türkiye'nin temellerini oluşturmuş, bugünkü kamu yönetim anlayışını şekillendirmiştir.

Bu kapsamlı çalışma, Türk devlet geleneğinin derinliklerine inmekte ve bu köklü tarihten çıkarılacak derslerle günümüz yönetim anlayışına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.

 aa Sıkça Sorulan Sorular

TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI

İlk Türk Devletlerinde Devlet Teşkilatı

Türklerin tarih sahnesine çıkışları, konar-göçer bir yaşam tarzına dayanan, teşkilatçı bir yapıyı beraberinde getirmiştir. Bu yapı, Türklerin siyasi ve askeri örgütlenmelerinde etkili olmuştur. İslamiyet öncesi dönemde Teoman, Türk boylarını tek çatı altında toplayarak birliğin temellerini atmıştır. Mete Han döneminde ise “Onlu Sistem” olarak bilinen, dünya tarihinde ilk düzenli orduyu kurmuştur.

Türk devletlerinin yönetiminde önemli bir yer tutan “Kut Anlayışı”na göre, hükümdarın devleti yönetme yetkisi Gök Tanrı’dan alınırdı. Bu anlayış, halkın hükümdara itaat etmesini ve onu kutsal saymasını sağlardı. Kut yetkisi, kan bağı yoluyla babadan oğula geçerdi; bu da hükümdarın ölümünden sonra taht kavgalarına yol açardı ve bu kavgalar, devletin zayıflamasına neden olurdu. Tanrıdan gelen bu iktidar türüne “Karizmatik İktidar” denilirdi.

Türklerde devletin oluşumunda dört ana unsur bulunurdu: Bağımsızlık, millet, toprak ve teşkilat. Hükümdarlar, “Kağan, Han, Hakan, Yabgu, Tanhu, İdukut, İlteber” gibi unvanlar kullanmışlardır. Hükümdarlığın alametleri arasında Otağ (hükümdar çadırı), taht, sancağı ve davulu sayılırdı. Hükümdarın görevleri arasında töreyi uygulamak, halkı korumak, doyurmak, adaleti sağlamak, ülke sınırlarını korumak ve yeni yerler fethetmek gibi önemli sorumluluklar bulunurdu.

Devletin en önemli karar organı, “Kurultay” adı verilen meclisti. Kurultay, devlet yönetiminde hükümdara yardımcı olur ve önemli kararlar burada alınırdı. Ayrıca, Türk devletleri ikili teşkilatlanma anlayışına göre yönetilirdi. Ülke, doğu ve batı olarak ikiye ayrılırdı; doğuyu kağan, batıyı ise yabgu yönetirdi. Bu federal yapı, devletin geniş coğrafi alanlara yayılan etkisini artırırdı.

Türk-İslam Devletlerinde Devlet Teşkilatı

İslamiyet’in kabulüyle birlikte Türk devletlerinin yönetim anlayışı da değişmiştir. Türk-İslam devletlerinde de hükümdarın yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanılmıştır. Egemenlik, dinsel bir kökene dayanır ve bu yetki kan bağı yoluyla babadan oğula geçerdi. Kut anlayışı, bu dönemde de etkisini sürdürmüş ve taht kavgalarına neden olmuştur.

Türk-İslam devletlerinde hükümdar, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kendi şahsında toplamış ve halkın başvurabileceği en yüksek makam olan Divan-ı Mezalim’e başkanlık etmiştir. Hükümdarlığın alametleri arasında hutbe okutmak, para bastırmak ve saltanat çadırı sayılırdı. “Sultan” unvanını tarihte ilk defa Gazneli Mahmut kullanmıştır.

Devlet meselelerinin görüşüldüğü divanlar, her devletin kendi ismiyle anılmıştır. Karahanlılarda “Divan-ı Ali,” Gaznelilerde “Divan-ı Vezaret,” Selçuklularda “Divan-ı Saltanat,” Türkiye Selçuklularında “Divan-ı Ala,” ve Osmanlılarda “Divan-ı Hümayun” bu divanlara örnektir.

Osmanlı Devlet Anlayışı

Osmanlı Devleti, Türkiye Selçuklularının mirasçısı olarak ortaya çıkmış, Memluklular ve Bizans İmparatorluğu’ndan etkilenerek şekillenmiştir. Osmanlılar, hem Türk hem de İslam devletidir ve bu iki kimliği birleştirerek bir devlet anlayışı geliştirmiştir. Osmanlılarda, “Cihan Hakimiyeti” anlayışı, hem Türk hem de İslam dünyasının bir lideri olma çabasıyla şekillenmiştir. Osmanlı Devleti, merkezi karakterli bir devlet yapısına sahiptir ve bu yapı, devletin uzun ömürlü olmasının en önemli sebebi olmuştur.

Padişahlar ve Hakimiyet Anlayışı

Osmanlı Devleti, diğer Türk-İslam devletleri gibi hanedan devleti idi ve yönetme yetkisi Osmanlı ailesine aitti. Bu sebeple, hanedan üyeleri arasında taht kavgaları sıkça yaşanmıştır. I. Murat, bu kavgaları önlemek için “Ülke padişah ve oğullarına aittir” kuralını getirmiş, Fatih Sultan Mehmet ise “Ülke, hükümdarın malıdır” anlayışını benimsemiş ve kardeş katli yasasını yasalaştırmıştır. I. Ahmet, bu düzenlemeyi daha da ileriye götürerek “Ekber ve Erşed Sistemi”ni getirmiş, bu sistemle taht kavgaları azalmıştır.

Osmanlı padişahları, kendilerine yönetme yetkisinin tanrı tarafından verildiğine inanırlardı; bu anlayışa “Kut Anlayışı” denirdi. Bu anlayış, hükümdarların kendilerini yalnızca Tanrı'ya karşı sorumlu hissetmelerine neden olmuştur. Sınırsız yetkilere sahip olan padişahlar, İslam dini kuralları ve Türk törelerinin dışına çıkamazlardı.

Osmanlı Devlet Teşkilatı

Osmanlı Devleti’nin teşkilat yapısı, merkez ve taşra teşkilatı olarak iki ana başlık altında incelenir. Merkez teşkilatı, başkent İstanbul’u; taşra teşkilatı ise İstanbul dışındaki Osmanlı topraklarını kapsar. Merkez teşkilatının kalbi, padişahın yaşadığı ve devletin yönetildiği saraydır. Osmanlı Devleti’nde saray, devlet yönetim merkezi olmanın yanı sıra padişahların da yaşadığı yerdi.

Osmanlı Devleti, taşra teşkilatında ise eyaletler, sancaklar ve kazalar gibi idari birimlere ayrılırdı. Eyaletleri beylerbeyleri, sancakları sancakbeyleri yönetirdi. Kaza, kadıların yetki alanına girerdi ve Osmanlı’da adaletin sağlanmasında kilit rol oynardı.

Osmanlı Askeri Teşkilatı

Osmanlı Devleti’nin askeri teşkilatı, kara ordusu ve donanma olmak üzere iki ana bölümden oluşurdu. Osmanlı ordusu, eyalet ordusu, kapıkulu ordusu ve yardımcı kuvvetler olarak üç ana gruba ayrılırdı. Kapıkulu ordusu, devşirme kökenlilerden oluşur ve padişahın şahsına bağlı olarak hizmet ederdi. Donanma ise Osmanlı’nın denizlerdeki gücünü temsil eder ve Osmanlı denizciliği, Karesioğulları beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla başlamıştır.

Osmanlı donanması, Fatih Sultan Mehmet zamanında büyük bir güç haline gelmiş ve İstanbul’un fethinde önemli rol oynamıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Osmanlı donanması, dünyanın en güçlü donanmalarından biri haline gelmiştir.

Cumhuriyet Dönemi Devlet Teşkilatı

23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla başlayan Cumhuriyet dönemi, Türkiye’nin modernleşme sürecinin başlangıcını temsil eder. Yeni Türk Devleti, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’i ilan ederek yönetim şeklini belirlemiştir. Cumhuriyet yönetimi, halkın yöneticilerini seçmesi ve ülkeyi yönetme yetkisini seçtiği vekiller aracılığıyla kullanma hakkını kazanmasını sağlamıştır.

1924 Anayasası ile Cumhuriyet’in yönetim şekli olarak benimsenmesinin yanı sıra, laiklik ilkesi de anayasa maddesi haline getirilmiştir. 1934’te Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmış, 1946 seçimleri ile çok partili hayata geçilmiştir. 2018 yılında yapılan düzenlemelerle ise başkanlık sistemine geçilmiştir.

b  

**1.ÜNİTE: TÜRKLERDE DEVLET TEŞKİLATI**

**İLK TÜRK DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI**

- İslamiyet öncesi Türkler Konar-Göçer bir yaşam sürdükleri için teşkilatçı bir yapıya sahipti. Teoman, ilk kez Türk boylarını tek çatı altında topladı, Mete Han döneminde “Onlu sistem” ile ilk düzenli ordu kuruldu.
  
- İlk Türk devletlerindeki KUT ANLAYIŞINA göre; hükümdarın devleti yönetme yetkisini GÖK TANRI’dan aldığına inanılırdı. Bu anlayış halkın hükümdara itaat etmesini ve kutsal saymasını sağlamıştır. Devleti yönetme yetkisi olan Kut Yetkisi, kan bağı yoluyla babadan oğula geçerdi. Bu anlayıştan ötürü hükümdar öldükten sonra hükümdarın çocukları arasında taht kavgaları çıkardı. Taht kavgaları devletin zayıflamasına neden olurdu.

- Kaynağını Tanrıdan alan bu türden iktidarlara KARİZMATİK İKTİDAR adı verilirdi.

- Türklerde devleti (il) meydana getiren dört unsur vardır; “BAĞIMSIZLIK, MİLLET, TOPRAK ve TEŞKİLAT."

- İlk Türk Devletlerinde hükümdarlar; KAĞAN, HAN, HAKAN, YABGU, TANHU, İDUKUT, İLTEBER gibi unvanlar kullanmışlardır.

- İlk Türk Devletlerinde Hükümdarlığın ALAMETLERİ arasında; OTAĞ (Hükümdar Çadırı), TAHT (Örgin), ÇETR (Hükümdar Şemsiyesi), SANCAK (tuğ), SORGUÇ (Kotuz), DAVUL (Nevbet) sayılırdı.

- İlk Türk Devletlerinde HÜKÜMDARIN GÖREVLERİ arasında; Töreyi uygulamak, Halkını korumak, Halkını doyurmak, Adaleti sağlamak, Toy’u (kurultay) toplamak, Ülke sınırlarını korumak ve yeni yerler fethetmek, Yüksek mahkemeye başkanlık etmek, Savaşa ve barışa karar vermek, sayılırdı. Türklerde “sosyal devlet” anlayışı vardı.

- İlk Türk Devletlerinde devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı meclise ‘’KURULTAY’’ (TOY) adı verilmiştir. Kurultay, devlet yönetiminde hükümdara yardımcı olurdu. Kurultaya; hakan, hatun, vezirler, Boy beyleri, komutanlar, ileri gelenler ve idari görevliler katılırdı.

- İlk Türk Devletleri İKİLİ TEŞKİLATLANMA anlayışına göre yönetilirdi. Bu anlayışa göre; Ülke doğu ve batı olmak üzere iki kısma ayrılırdı. Ülkenin doğusunu KAĞAN adını verdiğimiz hükümdar yönetir, Batı kısmını ise YABGU adını verdiğimiz hükümdarın kardeşi yönetirdi. İkili teşkilatlanmanın olması ilk Türk Devletlerinde federal yapının olduğunu gösterir.

---

**TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE DEVLET TEŞKİLATI**

- İlk Türklerde olduğu gibi Türk –İslam Devletlerinde de Hükümdara, devleti yönetme yetkisinin tanrı tarafından kendilerine verildiğine inanılmıştır. Egemenliğin kaynağı dinsel kökenlidir. Bu yetki babadan oğula kan bağı yoluyla geçtiğine inanılmıştır. Türk-İslam Devletlerinde de Kut Anlayışının etkisiyle Ülke, hanedanın ortak malı sayılmış ve hanedanın erkek üyeleri arasında taht mücadeleleri yaşanmıştır.

- Türk-İslam Devletlerinde hükümdar; YASAMA, YÜRÜTME, YARGI YETKİLERİNİ kendi şahsında toplamış ve Divan-ı Mezalim’e başkanlık etmiştir. Divanı Mezalim, haksızlığa uğrayan halkın başvurduğu divandır.

- Türk-İslam Devlerinde; HUTBE OKUTMAK, HİLAT GİYMEK, PARA BASTIRMAK, SALTANAT ÇADIRI (OTAĞ), NEVBET (DAVUL), TUĞRA, TAHT (OTAĞ), hükümdarlığın alametleri arasında sayılırdı. HİLAT GİYMEK VE HUTBE OKUTMAK İslamiyet’in kabulüyle hükümdarlık alameti olmuştur.

- “Sultan” Unvanını tarihte ilk defa Gazneli Mahmut kullanmıştır.

- Devlet meselelerinin görüşülerek karara bağlandığı Divanlar; (‘Karahanlılarda; ‘’DİVAN-I ALİ’’), (Gaznelilerde; ‘’DİVAN-I VEZARET’’), (Selçuklularda;  “DİVAN-I SALTANAT’’), (Türkiye Selçuklularında; ‘’DİVAN-I ALA’’) ve (Osmanlılarda ‘’DİVANI HÜMAYUN’’) adını alırdı.

---

**OSMANLI DEVLET ANLAYIŞI**

- Osmanlı devleti, Türkiye Selçuklularının mirasçısı olarak ortaya çıkmış ve Memluklular ile Bizans İmparatorluğunun teşkilatlanmasından etkilenmiştir. Osmanlılar hem Türk, hem de İslam devletidir. Osmanlıların devlet anlayışı, Türk töreleri ile İslam dini kurallarına göre şekillenmiştir.

- İlk Türk Devletlerinde ve Büyük Selçuklularda görülen “Cihan Hakimiyeti” anlayışı Osmanlılarda da görülür. Osmanlılar bir Türk devleti oldukları kadar, bir İslam devleti özelliğine de sahiplerdi. Kuruluşlarından yıkılışlarına kadar İslam dini kurallarını yeryüzüne hakim kılma politikası izlemişlerdir.

- Osmanlı devleti “merkezi karakterli” bir devlettir. Diğer Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi ülke hanedan üyeleri arasında paylaşılmamıştır. Padişah; yasama, yürütme ve yargı yetkisini kendinde toplamıştır. Osmanlı devletinin diğer Türk devletlerine göre uzun ömürlü olmasının en önemli sebebi, merkezi karakterli olmasıdır.

---

**PADİŞAHLAR VE HAKİMİYET ANLAYIŞI**

- Osmanlı devleti de diğer Türk-İslam devletlerinde olduğu gibi bir hanedan devleti idi. Osmanlılarda yönetme yetkisi Osmanlı ailesine aitti. Bu sebeple Osmanlılarda da hanedan üyeleri arasında taht kavgaları yaşanmıştır.

- Osmanlı devletinde bazı padişahlar taht kavgalarını önlemek ve merkezi otoriteyi artırmak amacıyla yeni düzenlemeler yapmışlardır. İlk Türklerde ve Türk-İslam Devletlerinde ‘’Ülke, hanedan üyelerinin malıdır.’’ Anlayışı uygulanmıştır.

- I. MURAT, ‘’Ülke padişah ve oğullarına aittir.’’ kuralını getirmiştir. Bu yenilikle Hükümdarlık hakkı sadece padişahın oğullarına geçmiştir.

- FATİH SULTAN MEHMET hazırlattığı Fatih kanunnamesinde, ‘’Ülke, hükümdarın malıdır.’’ anlayışını getirdi. Böylelikle “Kardeş katli yasası” yasallaştı. Bu yasa ile tahta geçen hükümdar taht kavgaları ile ülkenin parçalanmasını önlemek için kardeşlerini idam ettirme hakkını elde etmiştir.

- I. AHMET ise “Ekber ve Erşed Sistemi” getirdi. Yani tahta geçme hakkı hanedanın ‘’en büyük ve olgun’’ olanına verilmiştir. Bu düzenlemeden sonra Osmanlı devletinde taht kavgaları azalmıştır.

---

**OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI**

**1-MERKEZ TEŞKİLATI:**

**A) SARAY:** Osmanlı devletinde saray; hem devlet yönetim merkezidir, hem de padişahların yaşadıkları yerdir. Osmanlılarda kuruluş döneminde Bursa ve Edirne’de yaptırılan saraylarda devlet yönetilmiştir. Fatih İstanbul’u fethettikten sonra 1460-1475 yılları arasında TOPKAPI Sarayını yaptırdı. Topkapı Sarayı, 400 yıl boyunca devletin yönetim merkezi olarak kullanıldı. Sultan Abdülmecid Döneminde DOLMABAHÇE sarayının tamamlanmasından sonra 1856’da devletin yönetim merkezi Dolmabahçe Sarayına taşındı.

**B) İSTANBUL’UN YÖNETİMİ:** Bursa, Edirne ve İstanbul Osmanlılara başkentlik eden şehirlerdir. Fatih döneminde başkent Edirne’den İstanbul’a taşınmıştır. Osmanlılar

; İstanbul için genellikle Dersaadet (Mutluluk evi) ve İslambol adlarını kullanmışlardır.

**C) DİVAN-I HÜMAYUN:** Divan, devlet meselelerinin görüşülüp karara bağlandığı yerdir. Osmanlılarda divan teşkilatı ORHAN Bey zamanında oluşturuldu. Bu teşkilat Osmanlılara, Anadolu Selçuklularından geçmiştir. Divan Teşkilatı Osmanlılarda; hem en yüksek yönetim (yürütme) organı, hem de en yüksek mahkeme (yargı) özelliklerine sahip bir kurumdur.

---

**OSMANLI ASKERİ TEŞKİLATI**

- Osmanlı beyliğinin ilk kuruluş yıllarında ordu gönüllülerden meydana geliyordu. Toprakların genişlemesi üzerine daimi ordu oluşturma ihtiyacı doğdu. Osman Bey Döneminde ordu, gönüllü Atlı askeri birliklerden meydana geliyordu. Orhan Bey, Vezir Alaaddin paşanın tavsiyesi ile Yaya ve Müsellem (atlı) denilen ilk düzenli orduyu oluşturdu.

---

**CUMHURİYET DÖNEMİ DEVLET TEŞKİLATI**

- 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi Ankara’da açıldı. Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye’nin ilk Anayasası olan 1921 Anayasası hazırlandı.

- Yeni Türk Devleti, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet'i ilan ederek yönetim şeklini belirledi. Yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu 1924 Anayasası'na eklendi.

- 2018 yılında çıkarılan kararname ile yasama yetkisi milletvekillerine, yürütme yetkisi cumhurbaşkanına, yargı yetkisi de bağımsız mahkemelere verilmiştir.




Yorum Gönder

0 Yorumlar