Sınavlara hazırlanırken, doğru kaynaklarla çalışmak başarının en önemli anahtarıdır.
Sınav yolculuğunda ihtiyacın olan tüm bilgiler burada seni bekliyor;
Şimdi hedeflerine emin adımlarla ilerle!
12. SINIF ÇTDT, 2. ÜNİTE:
II. DÜNYA SAVAŞI
1. I. Dünya Savaşı’nın Etkisi ve Versay Antlaşması’nın Yansımaları
Siyasi Sonuçlar: I. Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Almanya, 1919’da Versay Antlaşması ile ağır koşullarla karşılaştı. Almanya’nın savaş tazminatı ödemesi, toprak kayıpları ve askerî kısıtlamalar, ülkede derin bir öfke yaratarak milliyetçi duyguları körükledi. Bu durum, Nazi ideolojisinin güçlenmesine zemin hazırladı.
Ekonomik Çöküntü ve Sosyal Bunalım: Almanya, Fransa ve İngiltere’ye tazminat ödemek zorunda kalırken, ülke içindeki ekonomik istikrarsızlık ve 1929’daki Büyük Buhran ile artan işsizlik, halkın radikal çözümler aramasına yol açtı. Bu ekonomik sorunlar, Adolf Hitler gibi otoriter liderlerin iktidara gelmesini kolaylaştırdı.
2. Totaliter Rejimlerin Yükselişi ve İdeolojik Çatışmalar
Almanya ve Nazizm: Hitler, Almanya’nın ekonomik ve siyasi zorluklarını fırsata çevirerek "Lebensraum" (yaşam alanı) politikası çerçevesinde ülkenin topraklarını genişletmeyi hedefledi. Bu politika, Almanya’nın agresif bir dış politika izlemesine yol açtı.
İtalya ve Faşizm: Benito Mussolini liderliğinde kurulan faşist yönetim, İtalya’nın güçlenmesi ve Akdeniz bölgesinde etkin bir oyuncu olması gerektiğine inanıyordu. Mussolini’nin "Bizim Deniz" (Mare Nostrum) olarak adlandırdığı Akdeniz politikası, İtalya’nın genişleme arayışını simgeliyordu.
Japonya’nın Yayılmacılığı: Japonya, Uzak Doğu’da yeni bir güç olarak ortaya çıkarak Asya kıtasında genişlemek için agresif bir askeri politika izledi. 1931’de Mançurya’nın işgali ve 1937’de Çin’e karşı başlattığı savaş, Asya’da gerilimi artırdı.
3. İki Savaş Arasında Uluslararası Siyasi ve Askeri Gelişmeler
Milletler Cemiyeti’nin Başarısızlığı: I. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan Milletler Cemiyeti, uluslararası barışı sağlama konusunda yetersiz kaldı. Özellikle Almanya, İtalya ve Japonya’nın saldırgan tutumlarına karşı etkili yaptırımlar uygulanamaması, uluslararası güvensizliği artırdı.
Anti-Komitern Paktı: Komünist tehdit algısıyla Almanya ve Japonya arasında 1936’da imzalanan Anti-Komitern Paktı’na, İtalya’nın da katılımıyla Mihver Devletleri bloğu oluşturuldu. Bu blok, Batı’daki liberal demokrasilerle komünist SSCB’yi karşısına aldı ve dünya üzerinde ideolojik bir kutuplaşma başlattı.
4. 1929 Ekonomik Buhranı ve Sosyal Yansımaları
Küresel Ekonomik Daralma: 1929’da başlayan ekonomik buhran, özellikle ABD ve Avrupa’yı etkiledi ve işsizlik oranları ciddi boyutlara ulaştı. Ekonomik sıkıntılar, ülkelerde otoriter ve milliyetçi hareketlerin yükselmesine katkıda bulundu.
Radikal Çözüm Arayışları: Ekonomik çöküş, siyasi iktidarlara olan güveni sarstı ve halkı radikal çözüm arayışlarına yönlendirdi. Almanya’da Nazizm, İtalya’da faşizm ve Japonya’da militarizm bu dönemin ürünleri olarak ortaya çıktı.
5. Sonuç: II. Dünya Savaşı’nın Patlak Vermesi
Savaşın İlk Kıvılcımı: 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgali, Avrupa’daki tansiyonu doruğa çıkardı ve İngiltere ile Fransa’nın Almanya’ya savaş ilan etmesiyle II. Dünya Savaşı resmen başladı.
Mihver ve Müttefik Blokları: Almanya, İtalya ve Japonya’dan oluşan Mihver Devletleri ile İngiltere, Fransa, ABD ve SSCB’nin başını çektiği Müttefik Devletler, dünya çapında iki ana blok oluşturdu ve savaşın genişlemesi kaçınılmaz hale geldi.
1. Pearl Harbor Baskını (1941)
Pearl Harbor, ABD’nin Pasifik’teki stratejik deniz üssü olup, bölgedeki Amerikan varlığının merkezidir. Japonya, Malezya ve Doğu Hint Adaları’ndaki kaynakları kontrol etme planının bir parçası olarak, 7 Aralık 1941’de Pearl Harbor’a sürpriz bir saldırı düzenledi. Bu saldırı, ABD’nin savaşa resmen katılmasına yol açarak savaşın küresel boyutunu artırdı. Japonya’nın saldırısı, ABD’nin hem Pasifik Cephesi’nde hem de Avrupa’da Müttefiklere destek vermesiyle sonuçlandı. Böylece Mihver Devletleri’ne karşı yeni bir güç dengesizliği oluştu.
2. Stalingrad Muharebesi (1942-1943)
Stalingrad Muharebesi, II. Dünya Savaşı’nın dönüm noktalarından biridir. Almanya’nın Sovyetler Birliği’ne karşı yürüttüğü Barbarossa Harekatı’nda, Stalingrad kuşatması Müttefikler lehine bir zaferle sonuçlandı. Bu zafer, Almanya’nın Doğu Cephesi’nde ilerleyişini durdurdu ve Mihver Devletleri’nin zayıflamasına neden oldu. Sovyetler Birliği, bu zafer sayesinde Doğu Avrupa’yı Mihver işgalinden kurtarmak üzere karşı saldırıya geçti ve savaşın gidişatını Müttefiklerin lehine çevirdi.
3. Normandiya Çıkarması (D-Day, 1944)
Normandiya Çıkarması, Batı Avrupa’daki Alman işgaline son vermek amacıyla 6 Haziran 1944’te Müttefik kuvvetlerinin Fransa’nın Normandiya kıyılarına yaptığı büyük bir askeri harekattır. “D-Day” olarak da bilinen bu operasyon, Müttefiklerin Avrupa’yı kurtarma ve Almanya’yı sıkıştırma sürecinin başlangıcını oluşturdu. Normandiya Çıkarması sonrasında Batı Cephesi’nde hızla ilerleyen Müttefikler, 1945 yılında Almanya’nın teslim olmasıyla zafer elde etti.
4. İtalya’nın Teslim Olması (1943)
İtalya, savaş sırasında hem ekonomik hem de askeri açıdan büyük kayıplar verdi. Müttefiklerin Sicilya’yı işgal etmesi üzerine 1943’te Mussolini devrildi ve yeni İtalyan hükümeti Müttefiklerle ateşkes imzaladı. İtalya’nın Mihver Devletleri’nden ayrılarak savaştan çekilmesi, Almanya’nın Batı Avrupa’da yalnız kalmasına ve askeri gücünün zayıflamasına yol açtı.
5. Atom Bombalarının Kullanılması (1945)
ABD, Pasifik Savaşı’nda Japonya’nın teslim olmaması üzerine Hiroşima ve Nagasaki’ye sırasıyla 6 ve 9 Ağustos 1945 tarihlerinde atom bombaları attı. Bu bombalamalar sonucunda binlerce sivil hayatını kaybetti, kentler yıkıldı ve Japonya üzerinde büyük bir şok etkisi yaratarak Japonya’nın teslim olmasını sağladı. Bu olay, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesine ve atom çağının başlamasına neden oldu.
6. Müttefiklerin Zaferi ve Mihver Devletleri’nin Çöküşü
Mihver Devletleri, Müttefiklerin askeri ve ekonomik üstünlüğü karşısında savaşın son yıllarında büyük kayıplar yaşadı. 1945’in başlarında Sovyetler Berlin’i kuşattı ve Almanya 8 Mayıs 1945’te kayıtsız şartsız teslim oldu. Aynı yıl içinde Japonya’nın da teslim olmasıyla II. Dünya Savaşı resmen sona erdi. Savaş, milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine, şehirlerin ve ekonomilerin yıkılmasına yol açarken, dünyayı iki kutuplu bir düzene sokarak Soğuk Savaş döneminin başlangıcını oluşturdu.
II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en büyük insan hakları ihlallerine sahne olmuştur. Bu ihlaller, sadece savaşan ülkelerin askerî operasyonlarından kaynaklanmamış; aynı zamanda sistematik olarak uygulanan ayrımcılık, soykırım ve zorla çalıştırma gibi politikalarla da gerçekleşmiştir. İhlaller, Nazi Almanyası, Sovyetler Birliği, Japonya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi birçok ülkede yoğun olarak görülmüştür.
1. Nazi Almanyası ve Holokost
Yahudi Soykırımı (Holokost): Nazi Almanyası’nın başlattığı soykırım politikası, Almanya ve işgal ettiği bölgelerdeki Yahudi, Roman, Slav ve muhalif toplulukları hedef aldı. 1935 yılında Nürnberg Kanunları ile Yahudiler kamusal yaşamdan tamamen dışlandı ve ekonomik hakları ellerinden alındı. 1938’deki Kristal Gece olaylarında Yahudi evleri, iş yerleri ve sinagoglar yağmalandı ve yakıldı. Bu politika, savaşın ilerleyen yıllarında Yahudilerin toplama kamplarında kitlesel olarak öldürülmeleriyle sonuçlandı. Holokost sırasında 5 milyondan fazla insan öldürüldü.
Gettolar ve Toplama Kampları: Nazi yönetimi, Yahudileri izole etmek için gettolar kurdu ve ardından bu toplulukları ölüm kamplarına gönderdi. Auschwitz, Treblinka ve Sobibor gibi kamplarda insanlık dışı koşullarda milyonlarca insan sistematik olarak gaz odalarında öldürüldü veya zorla çalıştırılarak ölüme terk edildi.
2. Sovyetler Birliği’nin İhlalleri
Gulag Kampları: Sovyetler Birliği’nde Stalin yönetimi altında, rejime muhalif olan kişiler ve bazı azınlık gruplar zorla çalıştırma kampları olan Gulaglara gönderildi. Bu kamplarda çalışma koşulları insanlık dışıydı ve birçok insan burada hayatını kaybetti. Sovyet hükümeti, savaş boyunca gıda ve kaynakları zorla toplayarak halkını açlıkla yüz yüze bıraktı.
Zorla Göç ve Sürgünler: Özellikle Kırım Tatarları ve Ahıska Türkleri gibi etnik gruplar, rejime sadakat gösterilmediği gerekçesiyle zorla sürgün edildi. Milyonlarca insan, kendi topraklarından koparılarak Sibirya ve Orta Asya gibi bölgelere sürgün edildi ve bu süreçte ağır kayıplar yaşandı.
3. Japonya’nın İşgalleri ve İnsan Hakları İhlalleri
Nanking Katliamı: Japonya, Çin’i işgal sürecinde savaş suçu olarak değerlendirilen birçok katliam ve insanlık suçu işledi. 1937 yılında Nanking şehrinde gerçekleştirilen katliamda, Japon askerleri kadın, çocuk ve yaşlı demeden binlerce kişiyi katletti. İşgal süresince Asya’daki yerli halklar üzerinde de ağır insan hakları ihlalleri uygulandı.
Koreli ve Çinli İşçilerin Zorla Çalıştırılması: Japon yönetimi, savaş döneminde Kore ve Çin’den getirdiği işçileri zorla çalıştırarak insan haklarını ihlal etti. Bu işçiler, ağır iş koşullarında ve yetersiz beslenmeyle çalıştırıldı; birçoğu çalışma kamplarında hayatını kaybetti.
4. ABD’de Japon-Amerikan Vatandaşlarının Tehciri
Toplama Kampları: ABD, 1941’de Japonya’nın Pearl Harbor’a saldırmasının ardından, Japon kökenli Amerikalıları “güvenlik” gerekçesiyle toplama kamplarına yerleştirdi. Batı kıyısında yaşayan 120 binden fazla Japon kökenli Amerikalı, iç bölgelere zorla göç ettirildi ve ırk temelli ayrımcılığa maruz kaldı. Bu uygulama, insan hakları açısından büyük eleştirilere neden oldu ve ırkçılıkla bağlantılı bir tehcir olarak görüldü.
5. Atom Bombalarının Kullanımı
Hiroşima ve Nagasaki: 1945 yılında ABD, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki şehirlerine atom bombası attı. Bombalamalarda yüz binlerce insan hayatını kaybetti ve radyoaktif etkiler sonucunda uzun yıllar sürecek sağlık sorunları ortaya çıktı. Bu saldırılar, savaşın sona ermesine katkı sağlamakla birlikte, sivillere yönelik bir güç gösterisi olarak değerlendirildi ve savaş suçu olarak nitelendirildi.
6. Nürnberg ve Tokyo Mahkemeleri: Savaş Suçlarının Yargılanması
Nürnberg Mahkemeleri: Savaş sonrası kurulan Nürnberg Mahkemeleri, Nazi savaş suçlularının yargılanması için oluşturuldu. Mahkemelerde Holokost gibi insanlık suçlarını işleyen Naziler, idam da dahil olmak üzere çeşitli cezalara çarptırıldı.
Tokyo Mahkemeleri: Tokyo’da kurulan mahkemede Japon savaş suçluları yargılandı. İmparator Hirohito yargılanmamakla birlikte birçok Japon askeri yetkili, savaş suçlarından mahkum edildi.
7. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin Doğuşu
Uluslararası Bir Anlayışın Gelişimi: II. Dünya Savaşı sırasında yaşanan insan hakları ihlalleri, savaş sonrasında insan haklarını uluslararası düzeyde koruma çabalarının başlangıcı oldu. 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, insan haklarını güvence altına alma amacını taşıyarak, tüm insanlığın ortak değerlerini yansıttı. Bu beyanname, yaşanan acıların bir daha tekrarlanmaması için uluslararası bir çağrı niteliğindedir.
II. Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle dünya, siyasi ve ekonomik olarak köklü değişimlere uğramış ve yeni bir küresel düzen ortaya çıkmıştır. Bu savaş sonrası dönemin ana siyasi ve ekonomik sonuçları şu şekildedir:
1. İki Kutuplu Dünya Düzeninin Ortaya Çıkması
ABD ve SSCB’nin Süper Güçlere Dönüşmesi: II. Dünya Savaşı’nın ardından Almanya, İngiltere, Fransa gibi Avrupa merkezli güçlerin zayıflamasıyla dünya, ABD ve SSCB’nin etrafında iki kutuplu bir yapıya büründü. Bu iki ülke, siyasi ve askeri gücün yanı sıra ekonomik alanda da liderliği ele geçirdi.
Soğuk Savaş’ın Başlaması: İki süper güç, ideolojik olarak birbirlerine karşı kutuplaşmışlardı; ABD kapitalist, SSCB ise komünist bir düzeni savunuyordu. Bu durum, Soğuk Savaş adı verilen, doğrudan çatışma yaşanmayan fakat rekabetin ve bölgesel çatışmaların yaşandığı bir sürece yol açtı. Batı Bloku’nda ABD, Doğu Bloku’nda ise SSCB, kendi etkilerini genişletmek için çeşitli siyasi, ekonomik ve askeri ittifaklar kurdu.
2. Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Kuruluşların Kurulması
Birleşmiş Milletler (BM): Savaş sonrasında dünya barışını koruma amacıyla kurulan BM, uluslararası iş birliğini teşvik etmek ve insan haklarını korumak amacıyla önemli bir rol üstlendi. BM, Milletler Cemiyeti’nin zayıflıklarını giderme iddiasıyla daha etkin ve kapsamlı bir yapı olarak oluşturuldu.
IMF ve Dünya Bankası: Dünya ekonomisinin istikrarlı bir şekilde yeniden inşa edilmesi amacıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi ekonomik kuruluşlar kuruldu. Bu kuruluşlar, savaş sonrası dünya ekonomisini düzenlemek ve yıkılan Avrupa’nın yeniden inşasına finansal destek sağlamak için kritik görevler üstlendi.
3. Avrupa’nın Yeniden Yapılandırılması ve Marshall Planı
Marshall Planı: ABD, Avrupa’nın ekonomik olarak toparlanmasına destek olmak amacıyla Marshall Planı’nı devreye soktu. 1948’de başlatılan bu yardım programı, Avrupa ülkelerine kredi ve yardım sağladı. Planın amacı, Avrupa’yı komünizme karşı korumak ve ABD ile uyumlu bir ekonomik sistem oluşturmaktı.
Almanya’nın Bölünmesi: Savaşın ardından Almanya, Doğu ve Batı Almanya olarak ikiye ayrıldı. Batı Almanya, ABD’nin öncülüğünde yeniden inşa edilip demokratik bir sisteme yönelirken; Doğu Almanya, SSCB kontrolünde sosyalist bir düzen benimsemiştir. Berlin Duvarı, bu bölünmenin en sembolik göstergesi haline geldi.
4. Orta Doğu’da Değişen Dengeler
Emperyalist Güçlerin Yeniden Konumlanması: Orta Doğu, savaş sonrasında stratejik önemini koruyarak emperyalist güçlerin rekabet alanı haline geldi. Özellikle İngiltere ve Fransa, bölgede etkilerini sürdürmek isterken, ABD ve SSCB de bölgedeki nüfuzlarını artırma çabası içine girdiler.
İsrail Devleti’nin Kuruluşu (1948): BM’nin 1947’deki kararıyla İsrail Devleti’nin kurulması, bölgedeki Arap devletleriyle uzun süreli bir çatışma sürecini başlattı. İsrail’in kurulması ve Filistin sorunu, Orta Doğu’da kalıcı bir gerilim kaynağı oldu ve bu durum Soğuk Savaş boyunca bloklar arası çatışmanın merkezlerinden biri haline geldi.
5. Ekonomik Yıkım ve Yeniden İnşa Süreci
Savaşın Ekonomik Yıkımı: II. Dünya Savaşı, başta Avrupa ve Asya ülkeleri olmak üzere dünya ekonomisine büyük zararlar verdi. Üretim tesisleri, altyapı ve ticaret yolları yıkıma uğradı; milyonlarca insan evsiz kaldı ve mülteci durumuna düştü. Özellikle Almanya, İngiltere, Fransa ve Japonya gibi ülkelerde ekonomik altyapı çökmüş durumdaydı.
Ekonomik Yeniden Yapılanma: Savaş sonrası dönemde sanayinin yeniden inşası ve ekonomik büyümenin sağlanması için ciddi bir çaba gösterildi. Avrupa’nın toparlanmasına yönelik olarak ABD’nin desteğiyle yürütülen Marshall Planı, bölgedeki ekonomik kalkınmayı teşvik etti. Ayrıca, savaşın ardından küresel ticaretin canlanması için çeşitli ticaret anlaşmaları ve ekonomik birlikler kuruldu.
II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en büyük dönüşümlerden birini tetikleyerek hem bilimsel ve teknolojik yeniliklere hem de kültürel değişimlere yol açtı. Savaş, bilimin, teknolojinin ve kültürün hem olumlu hem de olumsuz yönlerden gelişmesini hızlandırarak geleceği şekillendirdi.
1. Askerî Teknolojik Gelişmeler
Nükleer Teknoloji ve Atom Bombası: II. Dünya Savaşı sırasında yürütülen Manhattan Projesi, tarihteki ilk nükleer silahın geliştirilmesiyle sonuçlandı. Atom bombalarının Hiroşima ve Nagasaki'ye atılması, savaşın sona ermesine katkı sağladı ve nükleer teknoloji çağını başlattı. Nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması düşüncesi ise savaş sonrası dönemde gelişti.
Roket ve Füze Teknolojileri: Almanya, savaş sırasında V1 ve V2 füzelerini geliştirerek uzun menzilli saldırılar gerçekleştirdi. Bu teknoloji, roket ve uzay araştırmalarının temelini oluşturdu ve Soğuk Savaş döneminde ABD ve SSCB arasındaki uzay yarışına yol açtı.
Radar ve İletişim Sistemleri: Savaş sırasında radar teknolojisi büyük bir ilerleme gösterdi. Radar, hava saldırılarında ve savunmalarda kullanılarak cephelerin güvenliğini artırdı. Bu gelişme, sivil havacılıkta ve iletişim teknolojilerinde devrim niteliğinde bir ilerlemeye yol açtı.
2. Kültürel Etkiler
Sinema ve Yeni Akımlar: II. Dünya Savaşı sonrası sinemada ulusal sinema okulları ve savaş karşıtı hareketler öne çıktı. Özellikle İtalya’da başlayan Yeni Gerçekçilik akımı, savaşın yıkıcı etkilerini ve toplumsal travmaları gerçekçi bir yaklaşımla yansıttı. Bu akım, Polonya ve Japonya gibi ülkelerde de etkili oldu ve savaşa dair eleştirel bakış açılarını destekledi.
Sanat ve Propaganda: Savaş süresince sanat, özellikle propaganda amacıyla kullanıldı. Görsel sanatlar ve medya, hem cephelerde hem de cephe gerisinde halkı motive etmek ve savaşa destek sağlamak için bir araç olarak kullanıldı. Savaş sonrası dönemde ise sanat, özgürlük ve barış mesajlarını yaymada etkili oldu.
3. Bilimsel Gelişmeler
Bilgisayar Biliminin Temelleri: Savaş sırasında matematikçi Alan Turing, şifre kırma çalışmalarında önemli bir rol oynadı ve modern bilgisayarların temelini attı. Bu çalışmalar, elektronik hesaplama makinelerinin geliştirilmesiyle sonuçlandı ve bilgisayar teknolojisinin savaş sonrasında hızlı bir şekilde ilerlemesine zemin hazırladı.
Tıbbi Yenilikler: Savaş sırasında tıbbi alanda önemli ilerlemeler kaydedildi. Özellikle antibiyotiklerin yaygın olarak kullanılmaya başlanması, yaralı askerlerin iyileşme sürecini hızlandırdı ve halk sağlığı alanında devrim niteliğinde bir etki yarattı. Savaş sonrası bu buluşlar sivil sağlık sistemlerine entegre edildi.
4. Teknolojik Gelişmelerin Sivil Kullanıma Etkisi
Sivil Havacılık ve Ulaşım: Savaş sırasında geliştirilen uçak ve radar teknolojisi, sivil havacılığın temellerini attı. Savaş sonrası dönemde, bu teknolojiler sivil ulaşımda kullanılmaya başlandı ve küresel seyahat hızlandı.
Kablosuz İletişim ve Telsiz Teknolojileri: Askerî haberleşme sistemlerinde büyük ilerlemeler sağlanarak kablosuz iletişim geliştirildi. Savaş sonrası dönemde bu teknoloji sivil iletişime aktarıldı, telsiz ve radyo yayıncılığında gelişmeler yaşandı.
II. Dünya Savaşı boyunca Türkiye, savaşın yıkıcı etkilerinden korunmak için dengeli bir dış politika benimsemiş ve savaşın dışında kalmaya özen göstermiştir. Bu politikayı İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığında yürütülen stratejik adımlar belirlemiştir. İşte Türkiye’nin II. Dünya Savaşı sırasında izlediği dış politikanın temel unsurları:
1. Tarafsızlık Politikası ve Savaş Dışı Kalma Stratejisi
Savaş Dışı Kalma: Türkiye, savaşın başından itibaren toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyarak savaşa girmemeyi amaçladı. Tarafsızlık ilkesi çerçevesinde her iki blokla dengeli ilişkiler sürdürüldü, ancak savaşın farklı dönemlerinde üstünlüğü ele geçiren tarafa karşı daha yakın bir duruş sergilendi. Türkiye, Mihver ve Müttefik Devletler arasında stratejik olarak denge sağlamaya çalıştı.
2. İngiltere ve Fransa ile Yapılan Karşılıklı Yardım Anlaşması (1939)
Ankara Antlaşması: 19 Ekim 1939’da Türkiye, İngiltere ve Fransa arasında imzalanan Ankara Antlaşması ile bu ülkelerle karşılıklı yardımlaşma ilişkisi kurdu. Bu anlaşma, Türkiye’nin Batılı Müttefiklere olan yakınlığını gösterirken, savaşa doğrudan katılmaktan kaçınan bir stratejiyi sürdürmesini sağladı.
3. Mihver ve Müttefik Bloklarının Türkiye Üzerindeki Baskıları
Mihver Blokunun Baskısı (1939-1942): Savaşın ilk yıllarında Almanya, Türkiye’yi kendi saflarına çekmeye çalıştı. Türkiye, bu baskılara direnç göstererek tarafsızlık politikasını korudu. Özellikle 1941 yılında Almanya’nın Yunanistan’ı ve Balkanları işgal etmesi, Türkiye’yi bölgesel güvenlik açısından daha dikkatli olmaya zorladı.
Müttefik Baskısı (1943-1945): Savaşın ilerleyen dönemlerinde, Mihver güçlerinin zayıflamasıyla birlikte ABD, İngiltere ve SSCB, Türkiye’ye savaşa katılması yönünde baskı yapmaya başladı. Türkiye ise Müttefiklerle dostane ilişkiler sürdürmekle birlikte doğrudan savaşa girmemek için direnç gösterdi.
4. Türkiye’nin Almanya ile Saldırmazlık Anlaşması
Türk-Alman Saldırmazlık Antlaşması (1941): Türkiye, Almanya ile 1941’de saldırmazlık anlaşması imzalayarak Almanya’nın bölgedeki askeri harekâtlarına karşı güvence sağlamaya çalıştı. Bu anlaşma, Türkiye’nin tarafsızlık politikasını sürdürmesine yardımcı oldu ve Almanya ile ilişkilerde diplomatik bir denge sağladı.
5. Savaşın Sonuna Doğru Müttefiklerle İlişkiler
Adana Görüşmeleri (1943): Türkiye ve İngiltere arasında gerçekleştirilen Adana Görüşmeleri, savaş sonrasına hazırlık ve Türkiye’nin güvenliğini sağlama konularında önemli bir diplomatik adımdır. Türkiye, savaşın sonlarına doğru Müttefiklere yakın durarak, savaş sonrası dönemde güçlü bir konum elde etmeyi amaçladı.
Savaş İlanı (1945): Savaşın son yılında Türkiye, Almanya ve Japonya’ya sembolik bir savaş ilanında bulundu. Bu adım, Türkiye’nin savaş sonrası Birleşmiş Milletler’e katılma ve yeni dünya düzeninde yer alma hedefinin bir parçasıydı.
6. II. Dünya Savaşı Boyunca İzlenen Ekonomik Politikalar
Millî Korunma Kanunu (1940): Savaş yıllarında Türkiye, kendi ekonomik çıkarlarını koruma amacıyla Millî Korunma Kanunu’nu yürürlüğe koydu. Bu yasa, ülkenin ekonomik kaynaklarını savaşın olumsuz etkilerinden korumayı amaçladı ve Türkiye’nin dış ticaretini düzenleyici bir rol oynadı.
Dış Ticaret Kısıtlamaları: Savaş nedeniyle uluslararası ticaret kısıtlamaları ve ithalat zorlukları yaşandı. Türkiye, özellikle Avrupa ve Ortadoğu’da değişen dengelere göre ticaretini şekillendirmek zorunda kaldı ve savaşın ekonomik zorluklarıyla başa çıkmak için iç pazara yöneldi.
II. Dünya Savaşı, Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve sosyokültürel yapısında büyük etkiler yaratmıştır. Savaş sırasında Türkiye doğrudan savaşa katılmasa da, savaşın yarattığı zorluklarla mücadele etmek ve ülkenin bağımsızlığını korumak için çeşitli iç politikalar uygulamıştır.
1. Siyasi Gelişmeler
Tarafsızlık ve İç Siyaset: Türkiye, İsmet İnönü liderliğinde tarafsızlık politikasını sürdürdü. Bu politika, Türkiye’yi doğrudan savaşa girmekten korurken, aynı zamanda uluslararası ilişkilerde denge sağlamasını kolaylaştırdı. Bu süreçte Türkiye, askeri seferberlik ilan ederek genç nüfusunun bir kısmını silah altında tuttu.
Köy Enstitüleri’nin Kurulması (1940): Türkiye’nin savaş yıllarında en önemli eğitim hamlelerinden biri olan Köy Enstitüleri, kırsal kesimde eğitim açığını kapatmak ve köylere öğretmen yetiştirmek amacıyla kuruldu. Bu okullardan mezun olan öğretmenler, köylere giderek sosyal ve kültürel gelişimin öncüsü oldular.
2. Ekonomik Gelişmeler
Milli Korunma Kanunu (1940): Türkiye, savaşın getirdiği ekonomik sorunlarla başa çıkmak için Milli Korunma Kanunu’nu çıkardı. Bu kanun, ülkenin kaynaklarını verimli kullanmayı amaçlarken, üretim ve tüketim üzerindeki devlet kontrolünü artırdı.
Varlık Vergisi: Savaş sürecinde ekonomik sıkıntıları hafifletmek amacıyla uygulanan Varlık Vergisi, yüksek gelir gruplarını hedef aldı. Vergi, sermaye sahiplerinin ekonomiye daha fazla katkı yapmalarını sağlamak için konulmuş olsa da, sosyal sınıflar arasında gerilimlere yol açtı.
3. Sosyokültürel Gelişmeler
Radyo Yayıncılığının Gelişimi: Savaş döneminde radyonun Türkiye’de etkili bir kitle iletişim aracı olarak kullanımı arttı. Radyo, halkın bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesinde önemli bir rol oynadı ve ülkenin dört bir yanına ulaşarak sosyokültürel entegrasyonu hızlandırdı.
Toplumda Değişim ve Modernleşme Eğilimleri: Köy Enstitüleri ve radyo gibi yenilikler, kırsal ve kentsel alanlarda modernleşme sürecini destekledi. Bu süreçte eğitimde, sosyal yapı üzerinde dönüştürücü bir etki yaratan uygulamalarla, toplumda modern eğitim anlayışının yerleşmesine zemin hazırlandı.
👇 Bilgini Pekiştirme Zamanı👇
Açık Uçlu Sorular
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
"Açık uçlu sorular, bilgilerini derinlemesine ifade etmene olanak tanır."
Daha Fazla OkuÇoktan Seçmeli Sorular
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Çoktan seçmeli sorular, sınav sürecinde zaman yönetimini kolaylaştırır.
Daha Fazla OkuKelime Bulmaca ve Eşleştirme
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Kelime oyunu ve eşleştirme aktiviteleri, kavramları daha hızlı öğrenmeyi destekler.
Daha Fazla OkuDoğru-Yanlış Soruları
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Doğru-yanlış soruları, temel bilgileri hızlıca gözden geçirmeye yardımcı olur
Daha Fazla OkuTarihsel Kronoloji
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Kronoloji çalışmaları, tarihsel olayları sıralı bir şekilde anlamaya yardımcı olur
Daha Fazla OkuTarih Kavramlar Sözlüğü
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Tarih kavramları, konuya hakimiyeti artırır ve analiz yeteneğini geliştirir.
Daha Fazla OkuBilgi Kartları
TARİH 12 ÇTDT, 2.ÜNİTE
Bilgi kartları, temel bilgileri hızlıca gözden geçirmeyi ve bilgiyi kalıcı hale getiririr.
Daha Fazla Oku
Bugün öğrendiğin her bilgi, yarının başarısının temelini oluşturur.
Azimle çalışmaya devam et, hedeflerin seni bekliyor!;
Bilgiyi paylaşma yolunda bize eşlik ettiğin için teşekkür ederiz.!
Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!