9.SINIF TARİH, 2.DÖNEM, 1.SINAV HAZIRLIK SORU VE CEVAPLARI (Maarif Model-2025)

Admin
By -
0

 

9.Sınıf Tarih, 2.Dönem, I. Yazılı Sınavda Sorumlu olunan Sınav Senaryosu

---------------------------------------------------------------------------


9.SINIF TARİH, 2. DÖNEM 1. YAZILI SINAVI ÖĞRENME ÇIKTILARI VE SÜREÇ BİLEŞENLERİ



2.2. ESKİÇAĞ'DA YÖNETENLER VE ASKERLER: 

1. Sümer, Akad ve Asur ordularını karşılaştırın ve bu devletlerin ordu teşkilatları arasındaki farkların nedenlerini açıklayınız.

Cevap:
Sümerler şehir devletleri halinde örgütlenmiş oldukları için her şehir kendi ordusunu kurmuş, merkezi bir ordu sistemi gelişmemiştir. Akadlar ise Sümerlerden farklı olarak Mezopotamya’nın tamamına hâkim olmuş ve ilk daimî orduyu kurmuşlardır. Akad ordusu güçlü bir yapıdaydı. Asurlular ise ilk düzenli profesyonel orduya sahip olmuş ve demir silahlar kullanarak askeri alanda üstünlük sağlamışlardır.




2. Mısır ve Hitit ordularının savaş stratejileri açısından güçlü ve zayıf yönlerini değerlendiriniz.

Cevap:
Mısır ordusu başlangıçta valilerin topladığı milis kuvvetlerden oluşmuş ancak zamanla düzenli ordu kurulmuştur. Paralı askerler ve köle savaşçılar da orduda yer almıştır. Atlı savaş arabaları Mısır ordusunun en önemli gücü olmuştur. Hitit ordusu ise piyadeler ve savaş arabalarından oluşmuş, savaş arabaları ile düşmanı yıprattıktan sonra piyadelerle son darbe vurulmuştur. Hititler daha sistemli bir savaş düzenine sahipken Mısırlılar ordularını zaman içinde geliştirmiş ve daha çok paralı askerlerden yararlanmıştır.


3. Akadların fetihçi bir politika izleyerek büyük bir imparatorluk kurmaları, ordu sistemlerine nasıl bir etki yapmıştır? Ordu yapısı ile devletin çöküşü arasında nasıl bir ilişki vardır?

Cevap:
Akadlar, güçlü ve hareketli bir orduya sahip oldukları için büyük fetihler yaparak Mezopotamya’da geniş bir imparatorluk kurmuşlardır. Ancak fethedilen toprakların yönetimi zorlaşmış, ordunun ihtiyaçları düzenli bir sistemle karşılanamamıştır. Akad ordusu güçlü olmasına rağmen, sürekli seferler nedeniyle yıpranmış ve zamanla isyanlar artmıştır. Orduya olan bağımlılığın yüksek olması, askeri gücün zayıflamasıyla birlikte devletin çökmesine neden olmuştur.


4. Asya Hun Devleti’nin ordu teşkilatlanmasında uyguladığı onlu sistemin avantajlarını değerlendiriniz. Günümüz ordularındaki sistemlerle benzerlikleri var mıdır?

Cevap:
Asya Hun Devleti’nde Mete Han tarafından getirilen onlu sistem, ordunun düzenli ve disiplinli bir şekilde yönetilmesini sağlamıştır. Küçük birliklerden büyük birliklere doğru hiyerarşik bir düzen kurulmuş, komuta kademeleri belirlenmiştir. Bu sistem modern ordularda da benzer şekilde kullanılmaktadır. Günümüz ordularında da bölük, tabur, alay gibi kademeli sistemler bulunmaktadır. Bu, orduların daha organize ve etkin şekilde hareket etmesini sağlar.


5. Roma ordusunun lejyon sistemini ve bu sistemin imparatorluğun genişlemesine etkisini analiz ediniz. Roma ordusunun güçlü yönleri nelerdir?

Cevap:
Roma ordusu lejyon adı verilen askeri birliklerden oluşmuş, lejyonerler profesyonel asker olarak savaşmıştır. Lejyon sistemi, esnek ve güçlü bir yapıya sahip olduğu için Roma’nın geniş topraklara yayılmasına büyük katkı sağlamıştır. Ordunun disiplinli ve teknik olarak donanımlı olması, savaşlarda üstünlük sağlamıştır. Ayrıca askeri yollar, lojistik desteği güçlendirmiş ve lejyonların hızlı hareket etmesine olanak tanımıştır. Roma’nın geniş toprakları uzun süre elinde tutabilmesi bu sistemin başarısıyla doğrudan ilişkilidir.


6. Eskiçağ medeniyetlerinde ordu teşkilatlanmasında coğrafi şartların etkisini değerlendiriniz. Örneğin Mezopotamya, Anadolu ve Mısır medeniyetlerinin coğrafi konumlarının ordu yapısını nasıl şekillendirdiğini açıklayınız.

Cevap:
Coğrafi şartlar, eskiçağ medeniyetlerinin ordu teşkilatını önemli ölçüde etkilemiştir.

  • Mezopotamya (Sümer, Akad, Asur): Açık arazi yapısı ve sık yaşanan şehir devletleri arası savaşlar nedeniyle daha çok kara ordularına önem verilmiştir. Sürekli savaş tehdidi olduğu için surlarla çevrili kentler ve piyade orduları ön planda olmuştur.
  • Anadolu (Hititler): Dağlık araziye sahip olan Anadolu’da ordular daha çok savunma amaçlı konumlanmış ve savaş arabaları kullanılmıştır.
  • Mısır: Nil Nehri’nin getirdiği verimli topraklar sayesinde tarım ekonomisi gelişmiş, ancak çevredeki tehditlere karşı atlı savaş arabaları ve donanma güçlendirilmiştir. Mısır, Kızıldeniz’de gemilerle güvenlik sağlamıştır.

Bu medeniyetlerin askeri yapılanmaları büyük ölçüde yaşadıkları coğrafyanın getirdiği şartlarla şekillenmiştir.


7. Eskiçağ'da paralı askerlerin ordularda kullanılması hangi avantajları ve dezavantajları beraberinde getirmiştir? Örnekler vererek açıklayınız.

Cevap:
Paralı askerlerin kullanılması bazı avantajlar sağlamıştır:

  • Hızlı bir şekilde büyük ordular oluşturulmuştur.
  • Uzun süren savaşlarda halktan sürekli asker alınmasına gerek kalmamıştır.

Ancak bazı dezavantajlar da ortaya çıkmıştır:

  • Paralı askerler çoğunlukla sadakatsiz olmuş, yeterli ödeme yapılmadığında ordudan kaçmış veya düşman safına geçmişlerdir.
  • Devlet ekonomisini zorlamış ve askeri giderler arttıkça halktan alınan vergiler yükseltilmiştir.

Örneğin, Mısır ordusunda paralı askerler ve köle savaşçılar kullanılmış, ancak bu askerlerin sadakati her zaman güvenilir olmamıştır. Roma İmparatorluğu’nun çöküşünde de paralı askerlerin sadakatsizliği büyük rol oynamıştır.





2.3. Eski Çağ Medeniyetlerinde Hukuk Sistemi

Sorular ve Cevaplar

1. Eski Çağ medeniyetlerinde hukuk kurallarının dine dayandırıldığı görülmektedir. Bu durumun hukuk sistemlerini nasıl etkilemiştir, açıklayınız.


Cevap: Eski Çağ’da hukuk kurallarının dine dayandırılması, yasaların kutsal kabul edilmesine ve halkın bu kurallara daha fazla uymasına neden olmuştur. Yöneticiler, Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcileri olarak görülmüş ve böylece otoriteleri güçlenmiştir.




2. Eski Çağ’da uygulanan cezaların ağırlığı ve çeşitliliği, dönemin adalet anlayışı hakkında bize ne gibi ipuçları vermektedir? Değerlendiriniz.


Cevap: Eski Çağ'da cezalar genellikle suçun niteliği, suçlunun statüsü ve toplum düzenine karşı işlenen eylemlerin ciddiyetine göre belirlenmiştir. Cezaların çeşitliliği, toplumların adalet anlayışının hem cezalandırıcı hem de toplumun düzenini koruma amacı taşımıştır. Ayrıca Cezaların bazen aşırı sert olabilmesi, toplumda korku ve itaatin sağlanmaya çalışıldığını gösterir.




3. Hitit ve Frig hukuk sistemlerinde tarımsal üretime yönelik özel kanunların bulunması hangi çıkarımları yapmamıza olanak tanır? Açıklayınız.


Cevap: Hitit ve Frig hukukunda tarımsal üretime yönelik özel kanunların bulunması, bu toplumların ekonomisinin tarıma dayalı olduğunu gösterir. Tarımın yalnızca ekonomik değil, toplumsal düzen açısından da kritik olduğu anlaşılmaktadır. Üretimi aksatacak eylemler yasaklanarak, kıtlık ve ekonomik istikrarsızlığın önüne geçilmeye çalışılmış, devlet tarımı koruyucu bir rol üstlenmiştir.




4. Antik Yunan ve Roma hukuk sistemleri, modern hukukun temelini oluşturmuştur. Bu medeniyetlerdeki hukuk sistemlerinin günümüz hukuk sistemine etkilerini örnekler vererek açıklayınız.


Cevap: Antik Yunan’da hukukun temelinde adalet ve vatandaş hakları yer alırken, Roma hukuku sistematik yapısıyla günümüz hukuk sistemlerine büyük katkı sağlamıştır. Örneğin, Roma Hukuku’ndaki "On İki Levha Kanunları", günümüzdeki yazılı hukuk kurallarının temelini oluşturmuştur. Ayrıca, "Hukukun Genel İlkeleri" kavramı, modern hukuk sistemlerinde adaletin sağlanmasında hâlâ kullanılmaktadır.




5. Orta Asya'daki Türk töre hukukunda, uzun süreli hapis cezasının verilmemesi hangi faktörlerden kaynaklanmış olabilir? Açıklayınız.


Cevap: Orta Asya’daki Türk töre hukukunda uzun süreli hapis cezasının verilmemesi, göçebe ve yarı göçebe yaşam tarzından kaynaklanmaktadır. Bu toplumlarda ekonomik ve sosyal düzenin devamı için bireylerin aktif olarak topluma katkı sağlaması gerekiyordu. Uzun süreli hapis, iş gücünün kaybına yol açacağı için tercih edilmemiştir. Bunun yerine, suçlulara tazminat ödeme (kun), sürgün (çerge) veya ölüm cezası gibi cezalar verilerek toplum düzeni sağlanmıştır.




6. Mezopotamya ve Anadolu’da hukukun kaynağı genellikle din olarak gösterilmiştir. Bu durumun ortaya çıkmasında hangi etkenler rol oynamış olabilir? Açıklayınız.


Cevap: Mezopotamya ve Anadolu’da hukukun kaynağının din olarak görülmesi, bu bölgelerdeki yönetim anlayışı ve toplum yapısıyla ilgilidir. Sümer, Babil ve Hititler gibi medeniyetlerde krallar, tanrıların yeryüzündeki temsilcisi kabul edildiği için hukukun da ilahi kökenli olduğu düşünülmüştür. Bu durum, dini otoritenin güçlenmesine ve hukukun tanrısal bir çerçevede şekillenmesine neden olmuştur.




7. “Kısasa kısas” ilkesi birçok Eski Çağ medeniyetinde görülmektedir. Sizce bu ilkenin uygulanması, adalet anlayışı açısından nasıl bir sonuç doğurmuş olabilir? Değerlendiriniz.


Cevap: “Kısasa kısas” ilkesi, suçlunun işlediği fiilin aynısıyla cezalandırılmasını öngören bir adalet anlayışıdır. Bu ilkenin uygulanması, Eski Çağ medeniyetlerinde hızlı ve caydırıcı bir ceza sistemi oluşturmuştur. Suçluların aynı zarara uğratılması, toplumda adaletin sağlandığı düşüncesini güçlendirmiş ve bireyleri suç işlemekten caydırmıştır.




8. Eski Çağ'da yazılı hukuk kurallarının ortaya çıkması, toplum düzenine nasıl bir katkı sağlamıştır? 


Cevap: Eski Çağ’da yazılı hukuk kurallarının ortaya çıkması, toplum düzeninin sağlanmasında büyük bir katkı sağlamıştır. Yazılı kurallar, hukukun kişisel yorumlara ve keyfi uygulamalara bağlı olmasını engelleyerek hukuki güvenliği ve adaleti güçlendirmiştir. Ayrıca, herkesin uyması gereken kuralların belirgin hâle gelmesi, toplumsal düzenin korunmasını ve devlet otoritesinin güçlenmesini sağlamıştır. Örneğin, Hammurabi Kanunları, suç ve cezalar konusunda belirli standartlar getirmiş, toplumu yönetenlerin keyfi kararlar almasını önlemiştir.




9. Anadolu’da kurulan medeniyetlerin hukuk sistemlerinin Mezopotamya’dan etkilenmiş olması, kültürel etkileşim açısından nasıl bir anlam taşır? Açıklayınız.


Cevap: Mezopotamya, yazılı hukuk sisteminin geliştiği en eski uygarlıklardan biri olduğu için, Anadolu’daki Hititler ve Urartular gibi devletler bu hukuk anlayışını benimseyerek kendi toplumlarına uyarlamıştır. Bu durum, ticaret, savaşlar, diplomatik ilişkiler ve göçler yoluyla bilgi ve kültür aktarımının yaşandığını gösterir.




10. Günümüz hukuk sistemlerinin gelişiminde Eski Çağ hukuk kurallarının etkileri nelerdir? Bu etkileri örnekler vererek açıklayınız.


Cevap: Eski Çağ medeniyetlerinde hukuk, toplumsal düzenin sağlanmasında ve devletin otoritesinin pekiştirilmesinde temel bir araç olmuştur. Bu miras, modern hukuk sistemlerinin temel ilkelerinin oluşmasına katkı sağlamıştır.Örneğin, Roma Hukuku günümüzdeki medeni hukuk sistemlerinin temellerini atmıştır. Roma'da geliştirilen “kişisel haklar” ve “sözleşme hukuku” ilkeleri, günümüz ticaret hukukunda hâlâ geçerlidir.Hammurabi Kanunları gibi yazılı kanunlar, günümüzdeki yazılı hukuk uygulamasının benimsenmesinde önemli bir rol almıştır.






2.4. Eski Çağ Medeniyetlerinde İnanç, Bilim ve Sanat – 

Sınav Soruları ve Cevapları

1. Eski Çağ’daki devletlerin sanat anlayışları incelendiğinde hangi ortak özellikler göze çarpmaktadır? Örnekler vererek açıklayınız.


Cevap: Eski Çağ medeniyetlerinin sanat anlayışlarında dini inançların, doğa olaylarının ve günlük yaşamın büyük etkisi görülmektedir. Örneğin, Sümerler tapınaklarını kabartmalarla süslemiş, Antik Yunanlılar tanrı heykelleri yapmış, Eski Mısırlılar ise firavun mezarlarını fresklerle dekore etmiştir. 




2. Hititler ve Sümerler çivi yazısını kullanmış, Eski Mısırlılar ise hiyeroglif yazısını geliştirmiştir. Bu farklı yazı sistemlerinin oluşmasında hangi faktörler etkili olmuş olabilir? Değerlendiriniz.


Cevap: Eski Çağ'da farklı yazı sistemlerinin ortaya çıkmasında, her toplumun coğrafi koşulları, idari ihtiyaçları, kültürel öncelikleri ve teknolojik imkanları etkili olmuştur. Her bir yazı sistemi, ilgili medeniyetin tarihsel ve kültürel yapısına uygun olarak şekillenmiş ve toplumsal işleyişe hizmet etmiştir.



3. Eski Mısır’da ölülerin mumyalanması inanç sistemiyle nasıl bir ilişki içindedir? Açıklayınız.


Cevap: Eski Mısır’da ölülerin mumyalanması ölülerin bedeninin bozulmadan korunmasını sağlamak amacıyla yapılan bir işlemdi. Mısırlılar, ruhun bedenle birlikte öteki dünyada varlığını sürdürebileceğine inanıyorlardı. Bu yüzden Eski Mısır’daki mumyalanma öteki dünya inancının birer yansıması olarak ortaya çıkmıştır.




4. Eski Mısır Uygarlığında piramitlerin yapılması inanç sistemiyle nasıl bir ilişki içindedir? Açıklayınız.


Cevap: Eski Mısır’da Piramitler özellikle Firavunların mezarları olarak inşa edilmişti ve Tanrıların tahtı olarak kabul ediliyordu. Firavunların ölümsüzlüklerine ve öteki dünyadaki gücüne inanan Mısırlılar, piramitleri ölümden sonraki yaşam için bir geçiş noktası olarak inşa etmişlerdir.



5. Fenike alfabesinin gelişimi ve kullanımı, Antik Fenike toplumunun ticaret, iletişim ve kültürel etkileşim açısından nasıl bir rol oynamıştır? Açıklayınız.


Cevap: Fenikeliler, deniz ticareti ile geniş bir coğrafyada etkinlik gösteren bir halktı. Fonetik bir alfabe geliştirmeleri, ticaretin ve iletişimin hızlanmasına yardımcı olmuştur. Bu alfabe, daha basit ve pratik olduğu için, yazılı kayıt tutma işini kolaylaştırmış ve özellikle tüccarların işlemlerini hızlı bir şekilde kaydetmelerine olanak sağlamıştır. Ayrıca, Fenike alfabesinin, yazılı iletişimi yaygınlaştırması sayesinde, farklı kültürler arasında bilgi alışverişini hızlandırarak, kültürel etkileşimi desteklemiştir.




6. Türklerin, konargöçer yaşam tarzına uygun olarak taşınabilir sanat eserleri (halı, kilim vb.) üretmesi Türk sanatının gelişiminde nasıl bir rol oynamıştır? Yorumlayınız.


Cevap: Türklerin konargöçer yaşam tarzına uygun olarak ürettikleri Halı, kilim gibi eserler, hem günlük yaşamda kullanılabilir hem de Türklerin kültürel değerlerini yansıtan semboller taşır. Bu taşınabilir eserler, Türk sanatının yayılmasını ve farklı kültürlerle etkileşimini kolaylaştırmış, göçebe yaşam tarzını sanatsal bir şekilde ifade etmelerine olanak tanımıştır.




7. Urartuların Van Kalesi gibi büyük surlar ve kaleler inşa etmesi, onların nasıl bir yaşam biçimine sahip olduğunu gösterir? Açıklayınız.


Cevap: Urartuların Van Kalesi gibi büyük surlar ve kaleler inşa etmesi, onların savunmaya dayalı bir yaşam biçimine sahip olduklarını gösterir. Bu büyük yapılar, Urartuların dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı güçlü savunma sistemlerine ihtiyaç duyduğunu ve toplumlarını korumak için önemli yatırımlar yaptıklarını ortaya koyar.




8. Eski Çağ medeniyetlerinde tapınakların ve dini yapıtların sanatsal süslemelerle bezenmesi, toplumların inanç anlayışı açısından nasıl yorumlanabilir? Örnekler vererek değerlendiriniz.


Cevap: Eski Çağ medeniyetlerinde tapınakların ve dini yapıtların sanatsal süslemelerle bezenmesi tanrılara ve kutsal varlıklara olan saygıyı, dini ritüelleri ve öteki dünyaya duyulan inancı simgeler. Örneğin, Mısır’daki tapınaklar genellikle tanrıların figürleriyle ve kutsal yazıtlarla süslenmiş, bu tasarımlar tanrıların güç ve kudretini yüceltmiştir. Yunan tapınakları ise, tanrıların idealize edilmiş figürleriyle bezeli heykellerle doludur ve bu, tanrılara olan hayranlık ve minnettarlığın bir ifadesidir.




9. Eski Çağ’da bilim ve sanatın gelişimi incelendiğinde, hangi medeniyetlerin hangi alanlarda ön plana çıktığını değerlendiriniz. Örnekler vererek açıklayınız.


Cevap: Mısır, astronomi ve matematikte ilerleyerek piramitlerin inşasında kullanılan geometriyi geliştirmiştir. Mezopotamya, yazı, hukuk ve tıpta önemli buluşlar yaparken, Antik Yunanlılar felsefe, matematik ve astronomi alanlarında devrim yaratmıştır. Roma ise mühendislik ve hukuk alanlarında öncülük etmiş, mimaride büyük başarılar elde etmiştir. Her medeniyet, kendi kültürel ihtiyaçlarına göre farklı alanlarda ön plana çıkmış ve insanlık tarihine kalıcı miraslar bırakmıştır.




10. Türklerin atı evcilleştirmesi ve at arabasını icat etmesi, onların savaş stratejileri ve günlük yaşamları açısından nasıl bir avantaj sağlamış olabilir? Değerlendiriniz.


Cevap: Savaş stratejileri açısından, atlı birliklerin hızla hareket etmesi, Türklerin düşman hattını hızla aşabilmelerini ve ani saldırılar gerçekleştirmelerini mümkün kılmıştır. At arabası ise malzeme ve yiyecek taşıma işlerini kolaylaştırmış, Türklerin savaşlarda daha etkin olabilmelerini sağlamıştır. Günlük yaşamda ise, atların hızlı taşımacılık ve ulaşım sağlaması, ticaret ve göçebe yaşam tarzı açısından kolaylık yaratmıştır.





2.5. İlk Türk Devletlerinde Konar Göçer Yaşam –  Sınav Soruları ve Cevapları

1. Orta Asya'da Türklerin konargöçer bir yaşam sürmesi, Türklerin ekonomik yapısını nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.


Cevap: Konar Göçer yaşam tarzı, Türklerin hayvancılıkla geçimlerini sağlamalarına yol açmış, özellikle sığır, koyun, at ve develer gibi hayvanlar ekonominin temelini oluşturmuştur. Yaylak-kışlak sistemi ile otlakların verimli kullanımı, Türklerin hayvansal ürünleri (et, süt, yün) üretip, bu ürünlerin ticaretini yapmalarını sağlamıştır. Ayrıca, göçebe yaşam tarzı, taşımacılık ve ticaret açısından da Türklere büyük avantajlar sunmuştur.



2. Orta Asya'da Türklerin konargöçer bir yaşam sürmesi, Türklerin siyasi yapısını nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.


Cevap: Göçebe yaşam tarzı, Türklerin esnek, hareketli ve merkezi olmayan bir yönetim biçimine sahip olmalarını sağlamıştır. Yöneticiler, genellikle tüm halkı bir arada tutmak için kabileler arasında denge kurma ve güçlü liderlik özellikleri sergileme zorunluluğu ile şekillenmişlerdir.




3. Orta Asya'da Türklerin konargöçer bir yaşam sürmesi, Türklerin askeri yapısını nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.


Cevap: Türklerin konargöçer yaşamı, askeri yapılarını hız ve esneklik üzerine kurmalarını sağlamıştır. Atlı birlikler sayesinde hızlı hareket edebilen Türkler, çevik savaş taktikleri geliştirerek düşmanlarına ani saldırılar yapabilmiştir. Ayrıca, lojistik destek için at arabaları kullanarak savaşlarda etkinliklerini artırmışlardır. Bu özellikler, Türklerin askeri başarılarını pekiştirmiştir.




4. Orta Asya'da Türklerin konargöçer bir yaşam sürmesi, Türklerin toplumsal yapısını nasıl etkilemiştir? Açıklayınız.


Cevap: Orta Asya'da Türklerin konargöçer yaşam tarzı, toplumsal yapılarının küçük, esnek ve bağımsız olmasına yol açmıştır. Aile, boy ve kabile gibi birimler ön plana çıkmış, toplumda eşitlik ve dayanışma önem kazanmıştır. Bu yaşam tarzı, liderlik ve yönetimde deneyim ve cesaret gibi kişisel özelliklerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur.




5. Hayvancılık, Orta Asya’daki Türk toplumlarının yaşam tarzını hangi yönlerden şekillendirmiştir? Açıklayınız.


Cevap: Hayvancılık, Orta Asya’daki Türk toplumlarının göçebe yaşam tarzını ortaya çıkarmış, Türklerin sürekli hareket halinde olmalarına ve geniş alanlarda yaşamalarına olanak sağlamıştır. Ulaşım için atların kullanımı, günlük hayatı kolaylaştırmış ve Türklere hız kazandırmıştır.




6. Uygurların yerleşik hayata geçmesi, Türklerin kültürel yapısında ne gibi değişikliklere neden olmuştur? Açıklayınız.


Cevap: Yerleşik yaşam, sanat ve mimari alanlarında daha kalıcı ve büyük yapılar inşa edilmesini sağlamış ve yazılı kültür gelişmiştir. Uygur alfabesi ve edebiyat gibi kültürel unsurlar ön plana çıkmıştır. Ayrıca, yerleşik hayata geçiş ile birlikte manastırlar ve tapınaklar gibi dini yapılar inşa edilmiştir.



7. Uygurların yerleşik hayata geçmesi, Türklerin ekonomik yapılarında ne gibi değişikliklere neden olmuştur? Açıklayınız.


Cevap: İlk olarak, tarım ve ziraat faaliyetleri ön plana çıkmış ayrıca İpek, pamuk ve buğday gibi ürünlerin yetiştirilmesi, ticaretin gelişmesine katkı sağlamıştır. Şehirleşme ile birlikte ticaret ve üretim alanları daha organize hale gelmiştir.



8. Uygurların yerleşik hayata geçmesi, Türklerin askeri ve siyasi yapılarında ne gibi değişikliklere neden olmuştur? Açıklayınız.


Cevap: Uygurların yerleşik hayata geçmesi, siyasi yapılarında merkezi hükümetin güçlenmesine ve yerel idarelerin belirginleşmesine yol açmıştır. Ekonominin tarım ve ticaretle güçlenmesi, vergilendirme sistemini geliştirmiştir. Askeri yapıda ise, atlı birliklerin yerini kara orduları almış, kale ve sur gibi yapılar inşa edilmiştir. Yerleşik yaşam, Uygurların daha organize ve güçlü bir askeri yapı kurmalarını sağlamıştır.



9. Orta Asya’da yaşayan Türklerin, İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda bulunmalarının ekonomik ve kültürel açıdan nasıl bir etkisi olmuştur? Açıklayınız.


Cevap: Orta Asya'da yaşayan Türkler, İpek Yolu üzerinde stratejik bir konumda olmaları sayesinde ekonomik olarak ticaretle büyük kazanç sağlamış, kültürel açıdan ise farklı medeniyetlerle etkileşim kurarak sanat, bilim ve dini alanda gelişmişlerdir. Bu yol, Türklerin ticaret ağlarını genişletmelerini ve kültürel çeşitliliği benimsemelerini sağlamıştır.



10. Orta Asya'daki Türklerin geçim kaynakları ile bölgenin iklimi ve coğrafi şartları arasındaki ilişkiyi nasıl açıklayabilirsiniz? Açıklayınız.


Cevap: Türklerin göçebe hayvancılık yapmalarını teşvik etmiştir. Yaz aylarında otlaklarda hayvanlarını otlatıp, kışın zorlu iklim şartlarından korunmak için daha korunaklı bölgelere göç etmişlerdir. Ayrıca, az yağışlı ve verimsiz topraklar tarım yapmayı zorlaştırmış, bu da hayvancılığı ana geçim kaynağı haline getirmiştir.







3.1. Ortaçağ'daki Kitlesel Göçler -  

SINAV SORU VE CEVAPLARI

1. Kavimler Göçü’nün Türkler üzerindeki etkisini değerlendirerek, bu göç hareketinin Türklerin siyasi ve kültürel yapısını nasıl değiştirdiğini açıklayınız.


Cevap:
Kavimler Göçü, Türklerin batıya göç etmesine ve yeni devletler kurmasına neden olmuştur. Avrupa Hun Devleti’nin kurulmasıyla Türkler, Avrupa siyasetine doğrudan etki etmiştir. Göç eden Türkler, farklı kültürlerle etkileşime girerek kültürel değişim yaşamış, yerleşik hayata geçenler olmuştur. Ayrıca, Türkler çeşitli kavimler üzerinde askeri ve siyasi baskı kurarak Avrupa’daki dengeleri değiştirmiştir.




2. Kavimler Göçü’nün Roma İmparatorluğu üzerindeki etkilerini analiz ederek, bu sürecin Roma’nın yıkılmasındaki rolünü açıklayınız.


Cevap:
Kavimler Göçü, Roma’nın sınırlarını aşan büyük bir barbar istilasına yol açmıştır. Özellikle Hunların baskısıyla batıya doğru itilen Germen kavimleri Roma topraklarına saldırmış ve Roma'nın ekonomik ve askeri dengeleri bozmuştur. Bu süreçte 395 yılında Roma İmparatorluğu Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmış ve 476’da Batı Roma İmparatorluğu tamamen yıkılmıştır. Doğu Roma (Bizans) ise varlığını sürdürmüştür.




3. Kavimler Göçü’nün feodalizmin ortaya çıkmasına etkisini değerlendirerek, Avrupa’daki siyasi ve toplumsal yapıyı nasıl değiştirdiğini açıklayınız.


Cevap:
Göçlerle birlikte Avrupa’da büyük bir kargaşa ortamı oluşmuş ve merkezi otoriteler zayıflamıştır. İnsanlar, güvenlik ihtiyacı nedeniyle güçlü toprak sahiplerinin himayesine girmiştir. Böylece feodalite sistemi gelişmiş, derebeyler büyük topraklara sahip olmuş, köylüler ise bu topraklarda çalışarak korunma karşılığında bağlılık göstermiştir. Bu sistem, Avrupa’da uzun yıllar boyunca sosyal ve ekonomik yapıyı belirlemiştir.




4. Kavimler Göçü’nün Avrupa’nın etnik ve kültürel yapısının değişmesine olan etkisini yorumlayarak, günümüz Avrupa’sındaki ulus devletlerin oluşumuna nasıl katkı sağladığını açıklayınız.


Cevap:
Göç eden kavimler (Franklar, Germenler, Vizigotlar, Anglosaksonlar vb.) Avrupa’nın çeşitli bölgelerine yerleşmiş ve burada kendi krallıklarını kurmuştur. Bu durum, farklı etnik grupların birbirine karışmasını ve zamanla yeni ulusların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Günümüzdeki Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere gibi devletlerin temelleri bu dönemde atılmıştır.




5. Avrupa Hun Devleti’nin kuruluşunu ve Türklerin Avrupa’da etkili olmaya başlamasını değerlendirerek, Türklerin Avrupa’daki siyasi ve askeri gücünü nasıl kullandığını açıklayınız.


Cevap:
Avrupa Hun Devleti, Balamir önderliğinde kurulmuş ve Attila döneminde en güçlü dönemine ulaşmıştır. Attila, Roma ve Bizans’a karşı seferler düzenleyerek Avrupa’da büyük bir etki yaratmıştır. Türkler, bu dönemde askeri disiplinleri ve savaş taktikleri ile Avrupa’daki kavimlere karşı üstünlük sağlamış, Roma’nın çöküş sürecini hızlandırmıştır. Bu süreç, Türklerin Avrupa’da tanınmasını ve uzun yıllar sürecek bir etkileşimi başlatmıştır.




6. Kavimler Göçü sonucunda Batı Roma İmparatorluğu yıkılmış, ancak Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) varlığını uzun yıllar sürdürmüştür. Sizce bu durumun temel sebepleri nelerdir? Doğu Roma’nın ayakta kalmasını sağlayan unsurları açıklayınız.


Cevap:
Doğu Roma (Bizans), coğrafi olarak daha korunaklı bir konumda bulunuyordu ve güçlü surlarla çevrili başkenti Konstantinopolis savunmaya elverişliydi. İpek ticaret yollarına hâkim olduğu için Batı Roma'ya göre Doğu Roma (Bizans), ekonomik olarak daha zengindi. ekonomik çöküşten Batı Roma kadar etkilenmedi. Ayrıca güçlü bir bürokrasiye ve merkezi otoriteye sahip olması da uzun süre varlığını sürdürmesine yardımcı oldu.




7. Kavimler Göçü, Avrupa tarihinde birçok uzun vadeli değişime yol açmıştır. Bu göç hareketinin Avrupa’daki siyasi, ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki kalıcı etkilerini analiz ediniz.

Cevap:

  • Siyasi Etkiler: Roma’nın yıkılmasıyla yeni krallıklar kurulmuş ve feodalizm ortaya çıkmıştır.
  • Ekonomik Etkiler: Ticaret yolları zarar görmüş, üretim düşmüş ve Avrupa’da ekonomik yapı tarıma dayalı hale gelmiştir.
  • Sosyal Etkiler: Toplumda sınıflar belirginleşmiş, köylüler feodal beylerin koruması altına girmiştir. Ayrıca, Hristiyanlık giderek güç kazanmış ve toplumsal hayatta etkili olmuştur.


8. Kavimler Göçü, Avrupa’nın etnik yapısını büyük ölçüde değiştirmiştir. Sizce bu değişim, Avrupa’da ilerleyen dönemlerde hangi siyasi veya kültürel çatışmalara yol açmış olabilir? Açıklayınız.

Cevap:
Farklı kavimlerin Avrupa’ya göç etmesiyle birlikte sınırlar sürekli değişmiş ve bu durum ilerleyen yüzyıllarda etnik çatışmalara sebep olmuştur. Özellikle Orta Çağ ve Yeni Çağ’da krallıklar arasındaki savaşlar, feodal beylikler arasındaki çekişmeler ve modern dönemde milliyetçilik akımları, Kavimler Göçü’nün mirası olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, Latin ve Germen kökenli toplumların farklı kültürel yapıları, Avrupa’da uzun süre devam eden ayrışmalara neden olmuştur.



9. Kavimler Göçü’nün yaşanmasında Türkler ve özellikle Hunlar önemli bir rol oynamıştır. Sizce Hunların Avrupa’daki etkisi neden bu kadar büyük olmuştur? Açıklayınız.

Cevap:
Hunlar, üstün askeri yetenekleri, disiplinli orduları ve hızlı hareket kabiliyetleri sayesinde Avrupa’da büyük bir korku yaratmıştır. Attila’nın liderliğindeki Hun orduları, Roma ve Bizans topraklarına düzenledikleri akınlarla Avrupa’daki mevcut güç dengelerini bozmuştur. Ayrıca, Hunların batıya doğru hareketi, diğer kavimleri de göçe zorlayarak büyük bir domino etkisi yaratmıştır.


10. Kavimler Göçü’nün temel sebeplerini açıklayarak, bu göç hareketinin neden kitlesel bir göç dalgasına dönüştüğünü değerlendiriniz.

Cevap:

Kavimler Göçü’nün başlıca sebepleri şunlardır:

  1. İklim Değişiklikleri ve Kuraklık: Orta Asya’da yaşanan kuraklık, otlakların azalmasına neden olmuş ve göçebe toplulukları yeni yerler aramaya zorlamıştır.
  2. Nüfus Artışı: Artan nüfus, mevcut kaynakların yetersiz kalmasına yol açmış ve yeni toprak arayışına girilmiştir.
  3. Hunların Batıya Göçü: Asya’daki Hunların batıya doğru ilerlemesi, diğer kavimleri de yerlerinden ederek zincirleme bir göç hareketi başlatmıştır.
  4. Siyasi ve Askerî Baskılar: Kavimler, güçlü devletlerin baskısı ve saldırıları nedeniyle göç etmek zorunda kalmıştır.
  5. Yeni Yurt Arayışı ve Yağmalama İstekleri: Göç eden topluluklar, zengin topraklara yerleşmek veya mevcut devletleri yağmalayarak geçimlerini sağlamak istemiştir.







TARİH DERSİ, 2.DÖNEM, 1.SINAVA HAZIRLIK



Yorum Gönder

0Yorumlar

Sizin Görüşünüz Bizim İçin Değerli!

Yorum Gönder (0)